Nadir bir doğa olayı olan 'Mavi Ay', 2012 yılının Ağustos ayından sonra bu gece tekrar kendini gösterecek.
Her ay bir kez yaşadığımız dolunayın, bir ay içinde ikinci kez yaşanmasına 'Mavi Ay' deniyor.
Ay'ın bir tam dönüşünü tamamlaması ile takvim yılının farklı olması nedeniyle yaklaşık üç yılda bir bu doğa olayı yaşanıyor.
Bir dahaki Mavi Ay'ın 2018 ve 2020 yıllarında yaşanması bekliyor.
Sayfalar
- Ana Sayfa
- Gezilecek Yerler
- Bodrum Otelleri
- Alaçatı Otelleri
- Fethiye Otelleri
- Çeşme Otelleri
- Marmaris Otelleri
- Kaş Otelleri
- Alanya Otelleri
- Balayı Otelleri
- Ayvalık Otelleri
- Bungalov Otelleri
- Butik Oteller
- Dalyan Otelleri
- Datça Oteller
- Göcek Otelleri
- Kapadokya Otelleri
- Kuşadası Otelleri
- Yalıkavak Otelleri
- Karadeniz Otelleri
- Kemer Otelleri
- İstanbul Otelleri
- Termal Oteller
- Antalya Oteller
- Diğer Oteller
- İzmir Otelleri
31 Temmuz 2015 Cuma
Mavi Ay burçları nasıl etkileyecek?
Mavi Ay'da neler olacak? Dolunay hangi burçları nasıl etkileyecek? Yüzyılda 5 kez meydana gelen doğa olayı Mavi Ay’ı bu gece gerçekleşiyor. 'Mavi Ay' en son 2012 yılının Ağustos ayında gözlemlenmişti. Ay'ın Dünya'ya yakın olan bu güçlü mavi yansımasının bizi hangi alanlarda ve hangi konularda uyarıcı olduğunu burçlara göre gözden geçirelim.
Mavi Ay neden oluşur?
Dünya'da meydana gelen volkanik patlama ve orman yangınlarının neden olduğu toz bulutlarının hareketi sırasında dolunay bir süreliğine mavi tonlarda görünüyor. Gökbilimciler aslında Ay'ın renginin değişmediğini, toz bulutları sebebiyle öyle göründüğünü bildiriyor. Bir dahaki Mavi Ay'ın 2018 ve 2020 yıllarında yaşanması bekleniyor. Bir de Kızıl Ay diye tabir edilen olay var, ancak bunlar daha yaygın ve Tam Güneş Tutulması sırasında görülebilmekte.
Burçları nasıl etkileyecek?
Astrolojide Dolunay, tamamlanmaları ve sonuç almayı simgeler. Burçları yeni aydan çok daha fazla etkileyen Dolunay zamanlarında kafamızdaki düşünceleri somut olarak karşımızda bulabiliriz. Peki 'Mavi Ay'ın burçlar üzerinde nasıl bir etkisi olacak?
Bugün 31 Temmuz yani Venüs Günü… Saat 16:58 itibariyle 8 derece Balık burcunda dolunay gerçekleşecek. Genel kanı, Mavi Ay ya da Süper Ay diyebileceğimiz bu dolunayın çok şanslı ve olumlu etkileri olduğu doğrultusunda. Dolunayın Balık bucunda gerçekleşiyor olması yaşamımızda özellikle duygusal ve ruhsal alanlarda önemli açılımlara neden olabilir. Uzun süre kapalı kalan aşk kapıları aralanabilir.
KOÇ BURCU (21 MART - 20 NİSAN)
Mavi Ay, Koç burcuna üzerindeki stresi atmak için bir fırsat veriyor. Özellikle stres yüzünden ortaya çıkan sorunlar büyümeden bunun önüne geçmelisiniz. Siz de biliyorsunuz ki hayatta en önemli şey sağlık. Önümüzdeki günlerde kariyerinizde bir kaç radikal karar alabilirsiniz.
BOĞA BURCU (21 NİSAN - 20 MAYIS)
Dolunay'ın Balık burcunda gerçekleştiğini ve bu yüzden burçları duygusal yönden etkileyeceğini söylemiştik. Boğalar da bu duygusallıktan nasibini alacak. Boğaların duygusal açıdan yükseleceği bugün, onlara tavsiyemiz gelişecek olaylar karşısında heyecanlanmamaları. Aşk boğaların duygularını yükseltirken istekleri beklentileri de olumlu olarak etkileyecek.
İKİZLER BURCU (21 MAYIS - 20 HAZİRAN)
İkizlerin çoğu zaman kafaları karışıktır. Hatta aşk hayatlarına girersek bir daha çıkmayız. Mavi Ay, İkizler'in arkadaşları ile aralarındaki ilişkileri dengede tutmaya yarayacak. Uzun zamandır arkadaşlarıyla gel gitli bir ilişkisi olan İkizler, bu sayede kafalarındaki soru işaretlerinden de kurtulmuş olacaklar.
YENGEÇ BURCU (21 HAZİRAN - 22 TEMMUZ)
Yengeçler parasal konulardaki ufak tefek sorunlarını genelde büyütür ve hiç gerek yokken karmaşık duygular içerisine girerler. Maddi sıkıntılarını ay başından itibaren bir nebze de olsa rafa kaldıracak olan yengeçler, derin bir nefes alacaklar.
ASLAN BURCU (23 TEMMUZ - 23 AĞUSTOS)
Aslanlar, sakin ve sabırlı davranabilirlerse bu dönemi en verimli geçirebilmiş burçlardan biri olacak. Duyguları yükselişe geçen Aslan burcu, iki seçenek arasında kalacak. Önümüzdeki haftalar içerisinde maddi anlamda önüne gelecek fırsatları değerlendirecek. Aslanların, Dolunay’da dost olarak gördüğünüz biri hayatından çıkabilir.
BAŞAK BURCU (24 AĞUSTOS - 23 EYLÜL)
Aile ile çıkılabilecek kısa tatillerin gündeme geleceği bu yeni dönemde, başaklar değişik ve orjinal fikirlere her zaman açık olacaklar. Aksi halde, kırgınlıklar, küskünlükler dolunay ile birlikte onları bulacak.
TERAZİ BURCU (24 EYLÜL - 23 EKİM)
Terazilerin aldığı kararları uygulamaları için fırsat bu fırsat. Teraziler gerçekleşmeyen planlar içinse morallerini bozmamalı. Bu durumun sebeplerinden biri dolunayın, bastırılmış olan düşünceleri açığa çıkartacak olması. Teraziler, değişimlerini karşı tarafa yanlış aksederler. Düşündüğü olumsuz düşünceler yüzünden kafaları çok karışır.
AKREP BURCU (24 EKİM - 22 KASIM)
Akrep detaylardan kurtulamaz. Detaylar yüzünden ise kısa yoldan yapabileceği bir işi uzun süre bitiremez. Bu Mavi Ay'da da Akrepler'in başı detaylarla derde girecek. Eğer temkinli davranmayı elden bırakmazsa bu işlerden en az zayiyatla kurtulabilir. Ayrıca önümüzdeki dönem ortak düşünceye sahip arkadaş çevresiyle birlikte olmaları için bulunmaz bir fırsat.
YAY BURCU (23 KASIM - 21 ARALIK)
Yaylar Mavi Ay'la birlikte dikkatlerini işe verecek ver karmakarışık duygulardan kurtulacak. Evlerinde değişiklik yapmaya gidecek olan yaylar çeşitli düzenlemelere gitmek isteyebilirler. Yine bu dolunayın bir etkisi de şu olacak: Yayların birileri kırılmasın diye gizlediği düşünceleri varsa, onların bastırılması da artık bir son bulacak.
OĞLAK BURCU (22 ARALIK - 20 OCAK)
İş hayatlarında bazı terslikler meydana gelebilir fakat bu yüzden morallerini bozmamalrı gerekiyor. Kendinizi, değer verdiğiniz şeylerin sizin elinizden alınmaması için bir mücadele içerisinde bulabilirsiniz. Dolunay, Oğlak burcuna yeni kazanımlar edinebilmeleri için şans tanıyacak.
KOVA BURCU (21 OCAK - 18 ŞUBAT)
Kovalar Mavi Ay sayesinde aşk konusunda en şanslı olan burçlardan biri. Çünkü bekar olanlar hoşlanacakları kişilerle tanışabilir. Son derece heyecanlı ve duygusal davranan Kovalar, olayları fazla büyütmeye bayılırlar. Ayrıca Kovalar bu dönemde çevrelerine karşı sorumluluk bilinci içinde olacaklar.
BALIK BURCU (19 ŞUBAT - 20 MART)
Balıkların bu dönemde kendilerine güveni git gide yükselecek. İş konusunda kendilerini gösterebilecek fırsatları iyi değerlendirmeleri gerekiyor. İkilemde kalma durumları ile karşılaşabilirler. Bazı konularda, gerekenin yapılmadığını, ve bir şeyleri bu nedenle kaybettiğini düşünen Balıklar, dolunay sayesinde yeni kazanımlar elde etmek için şans yakalayacaklar.
Şeyma Nur Şimşek / Hürriyet
29 Temmuz 2015 Çarşamba
Son doğum modası: Doğuma seyirci almak!
İngiltere'de anne adaylarının yakın akraba ve arkadaşlarını doğum anını izlemek üzere doğumhaneye çağırması alışkanlığı yaygınlaşıyor. Araştırmaya göre anneler doğumhaneye ortalama sekiz refakatçi alıyor.
Doğum, kısa süre öncesine kadar annelerin doğumhanede doktorlar, hemşireler ve ebeden oluşan doğum ekibiyle birlikte yaşadığı bir durumdu. Eşlerin yeri en fazla doğumhane kapısının dışıydı. Bir süredir baba adayları da doğum esnasında anneye destekçi olmak, doğum anında masaj yapmak, elini tutmak ya da en azından fotoğraf çekmek üzere sürece dahil oluyor. İngiltere’de kısa süre önce yayılmaya başlayan bir başka trend ise doğum anını eşe dosta da açıyor. Öyle ki anneler neredeyse büyük bir kalabalık önünde doğum yapıyor. Ülkede iki bin anneyle yapılan bir ankete göre 20’lerinde ya da daha genç olan anneler doğum odasına ebe ve doktorlar hariç ortalama sekiz kişiyi alıyor.
KALABALIK EŞLİĞİNDE DOĞUM
‘Channel Mum’ adlı web sitesinin araştırmasına göre şu an 60’larında olan kadınlar ilk anne oldukları zaman doğumhaneye sadece partnerlerini almıştı. Şimdi 50’lerinde olanlar ise bu rakamı ikiye çıkararak partnerlerinin yanında kendi annelerini de doğuma aldığını söyledi. Channel Mum’ın kurucusu Siobhan Freegard “Yeni nesil hayatlarının her anını paylaşmaya alışkın, neden doğumu paylaşmasınlar ki? Çoğu kadın doğumun en büyük başarıları olduğunu düşünüyor bu yüzden de bu anı en yakınlarıyla paylaşmak istiyor. ‘Kalabalıkla doğum’ fenomeni herkese uygun olmayabilir ama doğumun bir parçası olmak bile bir onur ve ayrıcalık. Bu sayede arkadaşlar ve aile hiç olmadığı kadar birlik oluyor” diyor.
KENDİ BABALARINI DA YANLARINDA İSTİYORLAR
Kayınvalideler, doğum yapan kadının annesi ve eşinden sonra en çok tercih edilen doğum refakatçısıyken annelerin sadece yüzde 25’i kendi babasının da doğum odasında bulunmasını tercih ediyor. Öte yandan araştırmaya göre anneler, yargılanma korkusuyla ağrı kesici almayı giderek artan oranda reddediyor. Ankete katılan annelerin üçte biri ağrı kesici almadan doğum yapma konusunda toplumsal baskı hissettiğini söyledi. Annelerin beşte biri ise sezaryen doğum yapmaya karar verirlerse normal doğumda başarısız olduklarını hissedeceklerini anlattı.
ÜNLÜLERİN ‘KOLAY’ DOĞUM ÖYKÜLERİ BASKI HİSSİ YARATIYOR
Yeni anne olacakların bir diğer sıkıntısı ise sosyal medyada doğumları hakkında rahatça konuşan ve hiç zorlanmadan doğum yapmış gibi gözüken ünlü kadınlar. Annelerin yüzde 15’i Gisele Bundchen gibi, sekiz saatlik doğum sancısının hiç acı vermediğini söyleyen yıldız isimler sebebiyle baskı altında hissettiğini söyledi.
Ayrıca sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bir zamanlar çok özel bir an olan doğum, bütün dünyayla paylaşılabiliyor. Çoğu anne doğumdan hemen sonra bebeğiyle çektiği selfieleri Facebook ve Twitter’da paylaşıyor. Ve elbette bu özel anın ölümsüzleştirilmesi için doğum fotoğrafçıları tutuluyor. (The Independent)
Çeviri: NAZ VARDAR / Radikal
Doğum, kısa süre öncesine kadar annelerin doğumhanede doktorlar, hemşireler ve ebeden oluşan doğum ekibiyle birlikte yaşadığı bir durumdu. Eşlerin yeri en fazla doğumhane kapısının dışıydı. Bir süredir baba adayları da doğum esnasında anneye destekçi olmak, doğum anında masaj yapmak, elini tutmak ya da en azından fotoğraf çekmek üzere sürece dahil oluyor. İngiltere’de kısa süre önce yayılmaya başlayan bir başka trend ise doğum anını eşe dosta da açıyor. Öyle ki anneler neredeyse büyük bir kalabalık önünde doğum yapıyor. Ülkede iki bin anneyle yapılan bir ankete göre 20’lerinde ya da daha genç olan anneler doğum odasına ebe ve doktorlar hariç ortalama sekiz kişiyi alıyor.
KALABALIK EŞLİĞİNDE DOĞUM
‘Channel Mum’ adlı web sitesinin araştırmasına göre şu an 60’larında olan kadınlar ilk anne oldukları zaman doğumhaneye sadece partnerlerini almıştı. Şimdi 50’lerinde olanlar ise bu rakamı ikiye çıkararak partnerlerinin yanında kendi annelerini de doğuma aldığını söyledi. Channel Mum’ın kurucusu Siobhan Freegard “Yeni nesil hayatlarının her anını paylaşmaya alışkın, neden doğumu paylaşmasınlar ki? Çoğu kadın doğumun en büyük başarıları olduğunu düşünüyor bu yüzden de bu anı en yakınlarıyla paylaşmak istiyor. ‘Kalabalıkla doğum’ fenomeni herkese uygun olmayabilir ama doğumun bir parçası olmak bile bir onur ve ayrıcalık. Bu sayede arkadaşlar ve aile hiç olmadığı kadar birlik oluyor” diyor.
KENDİ BABALARINI DA YANLARINDA İSTİYORLAR
Kayınvalideler, doğum yapan kadının annesi ve eşinden sonra en çok tercih edilen doğum refakatçısıyken annelerin sadece yüzde 25’i kendi babasının da doğum odasında bulunmasını tercih ediyor. Öte yandan araştırmaya göre anneler, yargılanma korkusuyla ağrı kesici almayı giderek artan oranda reddediyor. Ankete katılan annelerin üçte biri ağrı kesici almadan doğum yapma konusunda toplumsal baskı hissettiğini söyledi. Annelerin beşte biri ise sezaryen doğum yapmaya karar verirlerse normal doğumda başarısız olduklarını hissedeceklerini anlattı.
ÜNLÜLERİN ‘KOLAY’ DOĞUM ÖYKÜLERİ BASKI HİSSİ YARATIYOR
Yeni anne olacakların bir diğer sıkıntısı ise sosyal medyada doğumları hakkında rahatça konuşan ve hiç zorlanmadan doğum yapmış gibi gözüken ünlü kadınlar. Annelerin yüzde 15’i Gisele Bundchen gibi, sekiz saatlik doğum sancısının hiç acı vermediğini söyleyen yıldız isimler sebebiyle baskı altında hissettiğini söyledi.
Ayrıca sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bir zamanlar çok özel bir an olan doğum, bütün dünyayla paylaşılabiliyor. Çoğu anne doğumdan hemen sonra bebeğiyle çektiği selfieleri Facebook ve Twitter’da paylaşıyor. Ve elbette bu özel anın ölümsüzleştirilmesi için doğum fotoğrafçıları tutuluyor. (The Independent)
Çeviri: NAZ VARDAR / Radikal
20 Temmuz 2015 Pazartesi
Dünyanın en siyah bebeği sosyal medyayı sallıyor!
Sosyal medyada son günlerin en dikkat çekici görsellerinden biri dünyanın en siyah bebeğine ait! Çoğu kişi bebeğin gerçek olup olmadığını tartışsa da, görüntülerdeki bebek kesinlikle son dönemlerin en şaşırtıcı fotoğraflarının kahramanı oldu.
Mahatma Gandhi Memorial Hospital'de dünyaya geldiği söylenen bebeğin fotoğraflarının gerçek bir kaynağı olup olmadığı hala büyük bir tartışma konusu. Ancak bebek şimdiden Afrika ülkelerinde ve Hindistan 'da haber bültenlerine konu oldu.
Mahatma Gandhi Memorial Hospital'de dünyaya geldiği söylenen bebeğin fotoğraflarının gerçek bir kaynağı olup olmadığı hala büyük bir tartışma konusu. Ancak bebek şimdiden Afrika ülkelerinde ve Hindistan 'da haber bültenlerine konu oldu.
13 ayda 10 çocuğun babası oldu depresyona girdi
Kenzie Kilpatrick, 9 farklı kadından 10 çocuğun biyolojik babası. Kilpatrick, spermlerini ücretsiz olarak kadınlara bağışladı. Bunu yaparken amacı kendi deyimiyle yardım etmek olsa da şu anda depresyonda.
İngiliz Daily Mail Gazetesi'nde yer alan habere göre Kenzie Kilpatrick, 26 yaşında ve eşcinsel bir erkek. Yaklaşık 2 yıl önce sperm bağışçısı olmuş. İnternetten kendisine ulaşan ve genellikle lezbiyenlerden oluşan kadınlara bağışta bulunarak çocuk sahibi olmasını sağlamış.
13 AYDA 10 ÇOCUĞU OLDU DEPRESYONA GİRDİ
Bunu yaparken amacı tamamen yardım etmek olsa da 13 ay içinde 10 çocuğun biyolojik babası olunca depresyona girmiş.
Charlene Allen ve Gemma Berry isimli lezbiyen çiftin de çocuk sahibi olmasını sağlayan genç adam kendi çocukluğunun babasız geçtiğini ancak annesinin her şeyi öğreten mükemmel bir kadın olduğunu belirtiyor. Genç adam, Tylan Allen-Barry ismindeki çocuğun 2 anneye sahip olacağını bu nedenle çok şanslı olduğunu söylüyor.
(hürriyet.com.tr)
İngiliz Daily Mail Gazetesi'nde yer alan habere göre Kenzie Kilpatrick, 26 yaşında ve eşcinsel bir erkek. Yaklaşık 2 yıl önce sperm bağışçısı olmuş. İnternetten kendisine ulaşan ve genellikle lezbiyenlerden oluşan kadınlara bağışta bulunarak çocuk sahibi olmasını sağlamış.
13 AYDA 10 ÇOCUĞU OLDU DEPRESYONA GİRDİ
Bunu yaparken amacı tamamen yardım etmek olsa da 13 ay içinde 10 çocuğun biyolojik babası olunca depresyona girmiş.
Charlene Allen ve Gemma Berry isimli lezbiyen çiftin de çocuk sahibi olmasını sağlayan genç adam kendi çocukluğunun babasız geçtiğini ancak annesinin her şeyi öğreten mükemmel bir kadın olduğunu belirtiyor. Genç adam, Tylan Allen-Barry ismindeki çocuğun 2 anneye sahip olacağını bu nedenle çok şanslı olduğunu söylüyor.
(hürriyet.com.tr)
18 Temmuz 2015 Cumartesi
Hava sıcaklığı bebeğin cinsiyetini etkiler mi?
Atmosferdeki en ufak bir değişikliğin vücudumuzda da değişikliklere yol açtığına inanılıyor
Rutubet romatizmaya neden olur mu? Hava basıncı baş ağrısına yol açar mı? Hava sıcaklığı bebeğin cinsiyetini etkiler mi? Bu türden inançların bazılarını destekleyecek şaşırtıcı veriler bulunuyor.
BBC Türkçe'de yer alan makaleye göre, 2013’te nörologlar tıp tarihinde daha önce hiç tanık olmadıkları bir vakayla karşılaşmıştı. Bir adam hava durumunu koku yoluyla tahmin ettiğini, yaklaşmakta olan fırtınanın soğanla karışık pis kokulu bir kokarca dışkısı gibi koktuğunu iddia ediyordu. Bilim insanları bu ilginç semptomların nedenini açıklayamıyordu.
Neyse ki çoğumuzda bu tuhaf yetenek bulunmuyor. Ancak atmosferdeki en ufak bir değişikliğin vücudumuzda da değişikliklere yol açtığına inanılıyor. Bu bağlantılar henüz tümüyle kanıtlanmamış olsa bile hava durumunun kalp krizi riskinden doğmamış çocuğun cinsiyetine kadar birçok şeyi az ya da çok etkilediğine dair inançlar var.
Peki bunların hangisi doğru, hangisi yanlış?
Yağmur ve romatizma bağlantısı
Birçok kişi yağışlı ve rüzgarlı havanın eklemlerini etkilediğine inanır. Fakat bu konuda net bilimsel veri bulunmuyor. Bu alanda yapılmış olan dokuz araştırma 2011’de incelendiğinde, hava durumunun iltihaplı romatizma semptomları üzerinde etkisi olduğuna dair belirgin bir veriye rastlanmamıştı. Yağmurlu havada ağrıların artacağı beklentisi yüzünden insanların yağmurlu günlerde diğer zamanlara kıyasla ağrılarının daha fazla farkında olması söz konusu olabilir.
Fakat bu konuda kesin bir yargıya varmak henüz mümkün olmadı. Çünkü giyilen giysiler, içeride ya da dışarıda olmak gibi başka faktörlerin etkisini de göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Hava basıncı düşünce baş ağrısı mı başlar?
Üzerinizde bir ağırlık mı var? Doğrudur, çünkü üzerimize basınç yapan bir ton ağırlığında hava var. Bu durum bazı insanlarda baş ağrısına yol açabilir. Japonya’daki bir üniversitede 28 migren hastasından bir yıl boyunca baş ağrılarının güncesini tutmaları istendi. Bu veriler yakındaki meteoroloji istasyonunun raporlarıyla karşılaştırıldığında, baş ağrılarının çoğunlukla hava basıncının düşmesiyle bağlantılı olduğu görüldü.
Hava basıncını gösteren barometre düştüğünde ağrı kesicilerin satışında artış görülmesi de bu verileri destekler nitelikte. Bunun bir nedeni, düşük hava basıncının, kafamızda denge sağlamamıza yarayan boşlukların işlev görmesini engellemesi ve böylece baş dönmesi ve ardından migrenin tetiklenmesi olabilir.
Aşırı soğuk kalbi dondurabilir mi?
Kışın sadece soğuk algınlığı ve grip vakaları değil, kalp krizlerinde de artış olur. Çin’de yapılan bir araştırmada, ilkbahar ve yaza oranla kışın kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde yüzde 40 artış olduğu görüldü. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, Çin’deki araştırma, soğuk havanın tansiyonun yükselmesine neden olduğunu, bunun ise kalp krizi riskini artırdığını ortaya koydu.
Sıcak hava - erkek çocuk bağlantısı
Dünyadaki kadın ve erkek sayısının yarı yarıya olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hava durumu bunu da etkiliyor. Örneğin kuzey yarı kürede hava sıcaklığının yüksek seyrettiği yıllarda daha fazla erkek çocuk dünyaya gelmesi ihtimali de artar.
Bunun nedeni bilinmiyor. Fakat hava sıcaklığının hormon dengesini ya da sperm üretimini etkilediği tahmin ediliyor. Ancak bu etki oldukça küçük ve bölgeden bölgeye değişir nitelikte.
Kozmik ışınlar öldürüyor mu?
Güneşten dünyamıza sürekli jeomanyetik fırtınalar ve kozmik ışınlar yağıyor. Dünyanın atmosferi uzaydan gelen bu hava etkisinden korur bizi. Ama tam anlamıyla güvende olmayabiliriz. Litvanyalı araştırmacılar 25 yıllık dönemde meydana gelen bir milyon ölümü araştırdığında, uzayda hava muhalefeti olayları arttığında kalp hastalıkları ve beyin kanamasına bağlı ölümlerin de arttığını fark etti.
Başka bir araştırmada ise uzaydaki hava aktivitesinin canlandığı dönemlerde doğanların beş yıl kadar daha az yaşadığı ve doğurganlıklarının da olumsuz etkilendiği görüldü.
Bu verilerden kesin sonuçlara ulaşmak zor; bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Fakat sağlığımızın hava durumu gibi öngörülemez bir etkene bağlı olması düşüncesi rahatsız ediyor insanı. Yoksa kaderimiz yukarıda bir yerlerde mi belirleniyor diye düşünmeden edemiyor insan.
Rutubet romatizmaya neden olur mu? Hava basıncı baş ağrısına yol açar mı? Hava sıcaklığı bebeğin cinsiyetini etkiler mi? Bu türden inançların bazılarını destekleyecek şaşırtıcı veriler bulunuyor.
BBC Türkçe'de yer alan makaleye göre, 2013’te nörologlar tıp tarihinde daha önce hiç tanık olmadıkları bir vakayla karşılaşmıştı. Bir adam hava durumunu koku yoluyla tahmin ettiğini, yaklaşmakta olan fırtınanın soğanla karışık pis kokulu bir kokarca dışkısı gibi koktuğunu iddia ediyordu. Bilim insanları bu ilginç semptomların nedenini açıklayamıyordu.
Neyse ki çoğumuzda bu tuhaf yetenek bulunmuyor. Ancak atmosferdeki en ufak bir değişikliğin vücudumuzda da değişikliklere yol açtığına inanılıyor. Bu bağlantılar henüz tümüyle kanıtlanmamış olsa bile hava durumunun kalp krizi riskinden doğmamış çocuğun cinsiyetine kadar birçok şeyi az ya da çok etkilediğine dair inançlar var.
Peki bunların hangisi doğru, hangisi yanlış?
Yağmur ve romatizma bağlantısı
Birçok kişi yağışlı ve rüzgarlı havanın eklemlerini etkilediğine inanır. Fakat bu konuda net bilimsel veri bulunmuyor. Bu alanda yapılmış olan dokuz araştırma 2011’de incelendiğinde, hava durumunun iltihaplı romatizma semptomları üzerinde etkisi olduğuna dair belirgin bir veriye rastlanmamıştı. Yağmurlu havada ağrıların artacağı beklentisi yüzünden insanların yağmurlu günlerde diğer zamanlara kıyasla ağrılarının daha fazla farkında olması söz konusu olabilir.
Fakat bu konuda kesin bir yargıya varmak henüz mümkün olmadı. Çünkü giyilen giysiler, içeride ya da dışarıda olmak gibi başka faktörlerin etkisini de göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Hava basıncı düşünce baş ağrısı mı başlar?
Üzerinizde bir ağırlık mı var? Doğrudur, çünkü üzerimize basınç yapan bir ton ağırlığında hava var. Bu durum bazı insanlarda baş ağrısına yol açabilir. Japonya’daki bir üniversitede 28 migren hastasından bir yıl boyunca baş ağrılarının güncesini tutmaları istendi. Bu veriler yakındaki meteoroloji istasyonunun raporlarıyla karşılaştırıldığında, baş ağrılarının çoğunlukla hava basıncının düşmesiyle bağlantılı olduğu görüldü.
Hava basıncını gösteren barometre düştüğünde ağrı kesicilerin satışında artış görülmesi de bu verileri destekler nitelikte. Bunun bir nedeni, düşük hava basıncının, kafamızda denge sağlamamıza yarayan boşlukların işlev görmesini engellemesi ve böylece baş dönmesi ve ardından migrenin tetiklenmesi olabilir.
Aşırı soğuk kalbi dondurabilir mi?
Kışın sadece soğuk algınlığı ve grip vakaları değil, kalp krizlerinde de artış olur. Çin’de yapılan bir araştırmada, ilkbahar ve yaza oranla kışın kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde yüzde 40 artış olduğu görüldü. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, Çin’deki araştırma, soğuk havanın tansiyonun yükselmesine neden olduğunu, bunun ise kalp krizi riskini artırdığını ortaya koydu.
Sıcak hava - erkek çocuk bağlantısı
Dünyadaki kadın ve erkek sayısının yarı yarıya olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hava durumu bunu da etkiliyor. Örneğin kuzey yarı kürede hava sıcaklığının yüksek seyrettiği yıllarda daha fazla erkek çocuk dünyaya gelmesi ihtimali de artar.
Bunun nedeni bilinmiyor. Fakat hava sıcaklığının hormon dengesini ya da sperm üretimini etkilediği tahmin ediliyor. Ancak bu etki oldukça küçük ve bölgeden bölgeye değişir nitelikte.
Kozmik ışınlar öldürüyor mu?
Güneşten dünyamıza sürekli jeomanyetik fırtınalar ve kozmik ışınlar yağıyor. Dünyanın atmosferi uzaydan gelen bu hava etkisinden korur bizi. Ama tam anlamıyla güvende olmayabiliriz. Litvanyalı araştırmacılar 25 yıllık dönemde meydana gelen bir milyon ölümü araştırdığında, uzayda hava muhalefeti olayları arttığında kalp hastalıkları ve beyin kanamasına bağlı ölümlerin de arttığını fark etti.
Başka bir araştırmada ise uzaydaki hava aktivitesinin canlandığı dönemlerde doğanların beş yıl kadar daha az yaşadığı ve doğurganlıklarının da olumsuz etkilendiği görüldü.
Bu verilerden kesin sonuçlara ulaşmak zor; bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Fakat sağlığımızın hava durumu gibi öngörülemez bir etkene bağlı olması düşüncesi rahatsız ediyor insanı. Yoksa kaderimiz yukarıda bir yerlerde mi belirleniyor diye düşünmeden edemiyor insan.
16 Temmuz 2015 Perşembe
Kadının soyadı hakkı için kanun teklifi verildi
Değişiklik kadının evlilik öncesi soyadını eşinin soyadını almadan tek başına kullanabilmesi için düzenleme getiriyor.
HDP İstanbul Milletvekili, feminist avukat Filiz Kerestecioğlu, evli kadınların evlilik öncesi soyadını kullanabilmesi için kanun teklifi verdi. Türkiye’de kadınlar 2005 yılından bu yana kendi soyadlarını kullanmak için mücadele veriyor.
Cumhuriyet'ten Damla Yur'un haberine göre, Kerestecioğlu, Anayasa Mahkemesi’nin evlilik öncesi soyadını tek başına kullanmak için Neşe Aslanbay’ın yaptığı başvuruyu haklı bulması üzerine dün 4721 Sayılı Medeni Kanun’da Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi sundu. Kanun değişikliğine ilişkin teklif ile, sadece evlilik öncesi soyadını kullanmak isteyen kadınların karşılaştığı eşitsizliğin ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler, AİHM kararları ile iç hukuk arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi amaçlanıyor.
Kerestecioğlu’nun 4721 sayılı Medeni Kanun’un 187. maddesinin şu şekilde değiştirilmesini talep etti:
“Eşler, eşinin soyadı veya eşinin soyadıyla birlikte kendi soyadını kullanmak için evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yazılı başvuruda bulunmadıkça kendi soyadını kullanır. Daha önce iki soyadı kullanan eş, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanır.”
187. maddenin değişikliği durumunda teklifte yürürlüğe girmesi gereken diğer maddeler de şöyle sıralandı: “Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte evli olan eşler de bu maddeye dayanarak soyadı değişikliği hakkına sahiptir. Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.”
1997’DEN BU YANA 2 SOYAD KULLANILIYOR
Türkiye’de ilk kez 1997 yılında 54. Hükümet döneminde 2. defa Kadın Statüsü’nden de Sorumlu Devlet Bakanı olan Işılay Saygın döneminde Medeni Kanun’daki kadının eşi dışında kendi soyadını da kullanma imkânını sağlayan değişiklik yapılmıştı. “Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır” maddesi “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuru ile kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir” şeklinde düzenlendi. 2002 tarihinde kabul edilen 4721 sayılı (yeni) Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesine “Kadının Soyadı” başlığıyla bu madde aynen alındı.
İLK KAZANAN AYTEN ÜNAL’DI
Ancak kadınlar eşlerinin soyadı olmadan sadece kendi soyadlarını kullanmak için mücadele vermeye devam ediyor. İlk zaferi 10 yıllık hukuki mücadele sonrası 16 Kasım 2004 yılında Ayten Ünal Tekeli kazanmıştı. AİHM’de Türkiye’yi mahkum eden Ünal’a Türk makamları isterse kimliğinde düzeltme yapılabileceği belirtmiş, Ünal’ın talebi üzerine de kimliğindeki ‘Tekeli’ soyadı kaldırılmıştı. İlk maddi tazminatı ise avukat Gülizar Tuncer 2013 yılında kazanmıştı. O dönem Tuncer’e 1500 Euro tazminat ve 3030 Euro da mahkeme masrafının ödenmesine karar verilmişti. ABD Duke Üniversitesi’nde akademisyenlik yapan Bahar Leventoğlu ise AİHM’de Türkiye’yi mahkum ettiren bir başka kadındı. Çok sayıda kadın iç hukuk yollarında çözüm bulamayan soyadı mücadelelerini AİHM’e taşımaya ve Türkiye mahkum olmaya devam ediyor.
HDP İstanbul Milletvekili, feminist avukat Filiz Kerestecioğlu, evli kadınların evlilik öncesi soyadını kullanabilmesi için kanun teklifi verdi. Türkiye’de kadınlar 2005 yılından bu yana kendi soyadlarını kullanmak için mücadele veriyor.
Cumhuriyet'ten Damla Yur'un haberine göre, Kerestecioğlu, Anayasa Mahkemesi’nin evlilik öncesi soyadını tek başına kullanmak için Neşe Aslanbay’ın yaptığı başvuruyu haklı bulması üzerine dün 4721 Sayılı Medeni Kanun’da Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi sundu. Kanun değişikliğine ilişkin teklif ile, sadece evlilik öncesi soyadını kullanmak isteyen kadınların karşılaştığı eşitsizliğin ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler, AİHM kararları ile iç hukuk arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi amaçlanıyor.
Kerestecioğlu’nun 4721 sayılı Medeni Kanun’un 187. maddesinin şu şekilde değiştirilmesini talep etti:
“Eşler, eşinin soyadı veya eşinin soyadıyla birlikte kendi soyadını kullanmak için evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yazılı başvuruda bulunmadıkça kendi soyadını kullanır. Daha önce iki soyadı kullanan eş, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanır.”
187. maddenin değişikliği durumunda teklifte yürürlüğe girmesi gereken diğer maddeler de şöyle sıralandı: “Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte evli olan eşler de bu maddeye dayanarak soyadı değişikliği hakkına sahiptir. Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.”
1997’DEN BU YANA 2 SOYAD KULLANILIYOR
Türkiye’de ilk kez 1997 yılında 54. Hükümet döneminde 2. defa Kadın Statüsü’nden de Sorumlu Devlet Bakanı olan Işılay Saygın döneminde Medeni Kanun’daki kadının eşi dışında kendi soyadını da kullanma imkânını sağlayan değişiklik yapılmıştı. “Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır” maddesi “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuru ile kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir” şeklinde düzenlendi. 2002 tarihinde kabul edilen 4721 sayılı (yeni) Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesine “Kadının Soyadı” başlığıyla bu madde aynen alındı.
İLK KAZANAN AYTEN ÜNAL’DI
Ancak kadınlar eşlerinin soyadı olmadan sadece kendi soyadlarını kullanmak için mücadele vermeye devam ediyor. İlk zaferi 10 yıllık hukuki mücadele sonrası 16 Kasım 2004 yılında Ayten Ünal Tekeli kazanmıştı. AİHM’de Türkiye’yi mahkum eden Ünal’a Türk makamları isterse kimliğinde düzeltme yapılabileceği belirtmiş, Ünal’ın talebi üzerine de kimliğindeki ‘Tekeli’ soyadı kaldırılmıştı. İlk maddi tazminatı ise avukat Gülizar Tuncer 2013 yılında kazanmıştı. O dönem Tuncer’e 1500 Euro tazminat ve 3030 Euro da mahkeme masrafının ödenmesine karar verilmişti. ABD Duke Üniversitesi’nde akademisyenlik yapan Bahar Leventoğlu ise AİHM’de Türkiye’yi mahkum ettiren bir başka kadındı. Çok sayıda kadın iç hukuk yollarında çözüm bulamayan soyadı mücadelelerini AİHM’e taşımaya ve Türkiye mahkum olmaya devam ediyor.
Yüzüne kebap fırlatılınca hayatı değişti
Emily Case 22 yaşında ama bütün hayatı fazla kilolarıyla mücadelede geçmişti. Ancak tam kendisiyle barışmıştı ki bir gün yolda yürürken suratına kebap fırlatıldı ve kilolarıyla dalga geçildi. Bu olay ruhunda derin yaralar açtı ama aynı zamanda onun için değişimin başlangıç noktası oldu. Ve bir zayıflama mücadelesine girdi.
Genç kız "Zayıflama dünyası" isminde bir gruba internetten üye oldu. Sıkı bir diyete girdi, egzersiz yapmaya başladı.
6 AYDA 12 KİLO VERDİ
6 ayda 12 kilo verdi ancak tiroid hastası olduğu için kilo vermesi bir süre sonra durmuştu. Tedavi olduktan sonra kilo vermek için daha büyük bir karar verdi. Genç kız bu kez de bıçak altına yatarak gastrik mide ameliyatı oldu.
"ERKEK ARKADAŞIMA BİLE NE OLDUĞUNU ANLATAMADIM"
Genç kız bu süreci şöyle anlatıyor, "Yüzüme kebap fırlatıldığı gün o kadar kötü oldum ki erkek arkadaşım Jamie'ye bile ne olduğunu anlatamadım. Kendimi okul yıllarında diğer çocuklar tarafından aşağılandığım zaman gibi hissettim. 13 yaşındayken annem beni zayıflamam için bir kliniğe götürüyordu. Gastrik mide ameliyatı ise büyük bir karar çünkü hayat boyu uygulamam gereken bir diyet var ve buna uymak zorundayım." Ameliyatın ardından tam 9 beden incelen genç kız toplamda 63 kilo vermiş.
Erkek arkadaşı onu kiloluyken de hep çekici bulduğunu ve beğendiğini söylese de o uzun yıllar kendisini beğenmediğini belirtiyor.
Genç kız "Zayıflama dünyası" isminde bir gruba internetten üye oldu. Sıkı bir diyete girdi, egzersiz yapmaya başladı.
6 AYDA 12 KİLO VERDİ
6 ayda 12 kilo verdi ancak tiroid hastası olduğu için kilo vermesi bir süre sonra durmuştu. Tedavi olduktan sonra kilo vermek için daha büyük bir karar verdi. Genç kız bu kez de bıçak altına yatarak gastrik mide ameliyatı oldu.
"ERKEK ARKADAŞIMA BİLE NE OLDUĞUNU ANLATAMADIM"
Genç kız bu süreci şöyle anlatıyor, "Yüzüme kebap fırlatıldığı gün o kadar kötü oldum ki erkek arkadaşım Jamie'ye bile ne olduğunu anlatamadım. Kendimi okul yıllarında diğer çocuklar tarafından aşağılandığım zaman gibi hissettim. 13 yaşındayken annem beni zayıflamam için bir kliniğe götürüyordu. Gastrik mide ameliyatı ise büyük bir karar çünkü hayat boyu uygulamam gereken bir diyet var ve buna uymak zorundayım." Ameliyatın ardından tam 9 beden incelen genç kız toplamda 63 kilo vermiş.
Erkek arkadaşı onu kiloluyken de hep çekici bulduğunu ve beğendiğini söylese de o uzun yıllar kendisini beğenmediğini belirtiyor.
3 Temmuz 2015 Cuma
2 yaşındaki kızların 100 bin takipçileri var!
California'da yaşayan 2 yaşındaki 2 ufaklık Instagram'ın yeni fenomenleri. Everleigh Soutas ve Ava Foley ismindeki küçük kızların tam 100 binden daha fazla takipçileri var.
Bunun nedeni ise bu yaşta moda ikonu olmaları. Tabii bunu tek başlarına başardıkları söylenemez. Anneleri 10 yıldan fazladır çok iyi iki arkadaş olan küçük kızlardan Everleigh'in annesi Savabbah profesyonel fotoğrafçılık yapıyor ve çocukların fotoğraflarını çekerek instagram sayfalarına yüklüyor. Bu kadar ünlendikleri için ünlü moda dergisi Vogue'un Avustralya edisyonuna da haber olan küçük kızlara her gün dünyanın her yerinden oyuncaklar, kıyafetler ve aksesuarlar da gönderiliyor. Beraber vakit geçirmekten de zevk alan arkadaşlar, jimanstik ve dans derslerine de birlikte gidiyorlar.
Bunun nedeni ise bu yaşta moda ikonu olmaları. Tabii bunu tek başlarına başardıkları söylenemez. Anneleri 10 yıldan fazladır çok iyi iki arkadaş olan küçük kızlardan Everleigh'in annesi Savabbah profesyonel fotoğrafçılık yapıyor ve çocukların fotoğraflarını çekerek instagram sayfalarına yüklüyor. Bu kadar ünlendikleri için ünlü moda dergisi Vogue'un Avustralya edisyonuna da haber olan küçük kızlara her gün dünyanın her yerinden oyuncaklar, kıyafetler ve aksesuarlar da gönderiliyor. Beraber vakit geçirmekten de zevk alan arkadaşlar, jimanstik ve dans derslerine de birlikte gidiyorlar.
'Spor yaparken fazla su içmek öldürebilir'
Spor yaparken, kas kramplarını ve vücutta su kaybını önlemek için su içmek gerektiği inancı oldukça yaygın. Ancak ABD'li araştırmacılar spor sırasında aşırı su içilmesinin ölüme bile yol açabileceği konusunda uyarıyor.
ABD'de düzenlenen Spor Sağlığı Paneli'ne katılan bir grup doktor, spor sağlığı uzmanı, kondisyoner ve akademisyenin yayınladığı bildiride su tüketimiyle ilgili bir uyarı var: "Spor yaparken aşırı su tüketimi sadece eski bir inanış değil, aynı zamanda oldukça da tehlikeli"
Spor yapan kişilerin sadece susadıkları zaman su içmesi gerektiğini belirten uzmanlar, aşırı su tüketimi nedeniyle spor esnasında kandaki sodyum seviyesinin düştüğü ve kişilerin hiponatremiye (kandaki tuz dengesizliği) girebileceğini ifade ediyor.
"Sadece çok tempolu kardio çalışması yapacak olan kişilerin hızlı ter atımı başlamadan ve susama hissi gelmeden önce su içmesinde bir sorun yaşanmıyor" denen açıklamada, spor esnasında fazla su tüketiminin baş dönmesi, bulantı ve hatta beyin ödemine dahi yol açabileceği uyarıları yapılıyor.
"BEYİNDE OLUŞACAK ÖDEMLER KOMAYA YOL AÇABİLİR"
En az 14 sporcunun egzersiz sırasında aşırı su içtikleri için hayatını kaybettiği ifade edilen açıklamada aşırı su tüketiminin vücutta yarattığı sorunlar şöyle açıklanıyor:
"Gereğinden fazla su içilince kanda sodyum azalıyor. Böbreklerde çok fazla sıvının birikmesinin ardından vücuttaki hücreler aşırı sıvıyı depolamaya gayret etmeye başlıyor. Bu da vücudun farklı yerlerinde ödemlere neden oluyor. Beyinde oluşabilecek ödemler ise komaya hatta ölüme dahi yol açabiliyor."
ABD'de düzenlenen Spor Sağlığı Paneli'ne katılan bir grup doktor, spor sağlığı uzmanı, kondisyoner ve akademisyenin yayınladığı bildiride su tüketimiyle ilgili bir uyarı var: "Spor yaparken aşırı su tüketimi sadece eski bir inanış değil, aynı zamanda oldukça da tehlikeli"
Spor yapan kişilerin sadece susadıkları zaman su içmesi gerektiğini belirten uzmanlar, aşırı su tüketimi nedeniyle spor esnasında kandaki sodyum seviyesinin düştüğü ve kişilerin hiponatremiye (kandaki tuz dengesizliği) girebileceğini ifade ediyor.
"Sadece çok tempolu kardio çalışması yapacak olan kişilerin hızlı ter atımı başlamadan ve susama hissi gelmeden önce su içmesinde bir sorun yaşanmıyor" denen açıklamada, spor esnasında fazla su tüketiminin baş dönmesi, bulantı ve hatta beyin ödemine dahi yol açabileceği uyarıları yapılıyor.
"BEYİNDE OLUŞACAK ÖDEMLER KOMAYA YOL AÇABİLİR"
En az 14 sporcunun egzersiz sırasında aşırı su içtikleri için hayatını kaybettiği ifade edilen açıklamada aşırı su tüketiminin vücutta yarattığı sorunlar şöyle açıklanıyor:
"Gereğinden fazla su içilince kanda sodyum azalıyor. Böbreklerde çok fazla sıvının birikmesinin ardından vücuttaki hücreler aşırı sıvıyı depolamaya gayret etmeye başlıyor. Bu da vücudun farklı yerlerinde ödemlere neden oluyor. Beyinde oluşabilecek ödemler ise komaya hatta ölüme dahi yol açabiliyor."
2 Temmuz 2015 Perşembe
Bebeğine o ismi verene 27 bin TL
ABD'de menüsüne kattığı yeni bir ürünü tanıtmak için ilginç bir reklam kampanyası başlatan restoran zinciri, bu yemeğin adını çocuğuna veren ilk çifte 10 bin dolar (27 bin TL) hediye çeki vereceğini duyurdu.
ABD genelinde 159 şubesi olan BJ's Restaurant & Brewhouse isimli restoran zinciri pazarlama stratejisi olarak ilginç bir yönteme başvurdu.
Menüsüne, Chenopodioideae familyasından bir bitki olan kinoa anlamına gelen 'Quinoa' adlı bir yemeği katan restoran, bu ismi çocuğuna veren ilk aileye 10 bin dolar değerinde hediye çeki vereceğini duyurdu.
Kazanan kişinin belirlenmesi için resmi evrakları talep eden şirket, doğum sertifikalarını karşılaştırarak birinciyi belirleyecek ve büyük ödülü 'Quinoa' adını alan çocuğun ailesine teslim edecek.
Sosyal medyada da benzer bir kampanya başlatan şirket, platformdaki isimlerini 'Quinoa' olarak değiştirecek kullanıcılara 10 dolar (27 TL) hediye çeki veriyor.
ABD'de bu isimde olan hiçbir çocuğun bulunmadığını belirten şirket, kampanyanın yeni bir trende neden olabileceğini iddia ediyor.
ABD genelinde 159 şubesi olan BJ's Restaurant & Brewhouse isimli restoran zinciri pazarlama stratejisi olarak ilginç bir yönteme başvurdu.
Menüsüne, Chenopodioideae familyasından bir bitki olan kinoa anlamına gelen 'Quinoa' adlı bir yemeği katan restoran, bu ismi çocuğuna veren ilk aileye 10 bin dolar değerinde hediye çeki vereceğini duyurdu.
Kazanan kişinin belirlenmesi için resmi evrakları talep eden şirket, doğum sertifikalarını karşılaştırarak birinciyi belirleyecek ve büyük ödülü 'Quinoa' adını alan çocuğun ailesine teslim edecek.
Sosyal medyada da benzer bir kampanya başlatan şirket, platformdaki isimlerini 'Quinoa' olarak değiştirecek kullanıcılara 10 dolar (27 TL) hediye çeki veriyor.
ABD'de bu isimde olan hiçbir çocuğun bulunmadığını belirten şirket, kampanyanın yeni bir trende neden olabileceğini iddia ediyor.
1 Temmuz 2015 Çarşamba
Ünlü modelin fotoğraflı Instagram'da olay oldu
ABD'li top model Kim Kardashian'ın kardeşi Kendall Jenner, Instagram'da tüm zamanların en çok beğeni alan fotoğrafının sahibi oldu.
Dünyaca ünlü reality şov ailesi Kardashian’ların en genç üyesi Kendall Jenner'in 5 hafta önce Instagram hesabından paylaştığı bir fotoğraf, 2.6 milyon beğeni alarak tüm zamanların rekorunu kırdı.
Özellikle sosyal medyada adından sıklıkla söz ettiren 19 yaşındaki top model Jenner, böylece Kim Kardashian'ın rekorunu da geride bırakmış oldu. Geçtiğimiz sene kişisel hesabından paylaştığı düğün fotoğrafı 2.4 milyon beğeni alan Kim Kardashian, tıpkı ailesinin diğer fertleri gibi sosyal paylaşım sitelerindeki popüleritesini korumaya devam ediyor...
İşte Jenner'ın rekor kıran o paylaşımı:
29,8 milyon takipçisi olan Jenner, fotoğrafıyla üvey kardeşi Kim Kardashian’ı geride bıraktı.
Başarılı model Kendall Jenner, aynı zamanda ABD’li reality şov yıldızı Kim Kardashian’ın kız kardeşi.
Kim Kardashian ile Kanye West’in düğün fotoğrafı, 2,4 milyon beğeni almıştı. Genç model kardeşine karşı kazandığı zaferi Twitter’da iki fotoğrafı yan yana koyarak ilan etti.
Dünyaca ünlü reality şov ailesi Kardashian’ların en genç üyesi Kendall Jenner'in 5 hafta önce Instagram hesabından paylaştığı bir fotoğraf, 2.6 milyon beğeni alarak tüm zamanların rekorunu kırdı.
Özellikle sosyal medyada adından sıklıkla söz ettiren 19 yaşındaki top model Jenner, böylece Kim Kardashian'ın rekorunu da geride bırakmış oldu. Geçtiğimiz sene kişisel hesabından paylaştığı düğün fotoğrafı 2.4 milyon beğeni alan Kim Kardashian, tıpkı ailesinin diğer fertleri gibi sosyal paylaşım sitelerindeki popüleritesini korumaya devam ediyor...
İşte Jenner'ın rekor kıran o paylaşımı:
29,8 milyon takipçisi olan Jenner, fotoğrafıyla üvey kardeşi Kim Kardashian’ı geride bıraktı.
Başarılı model Kendall Jenner, aynı zamanda ABD’li reality şov yıldızı Kim Kardashian’ın kız kardeşi.
Kim Kardashian ile Kanye West’in düğün fotoğrafı, 2,4 milyon beğeni almıştı. Genç model kardeşine karşı kazandığı zaferi Twitter’da iki fotoğrafı yan yana koyarak ilan etti.
Sosyal medyanın yeni fenomeni!
Avustralyalı rapçi Fortafy ve partneri Shana Evers'ın sekiz aylık kızları Egypt sosyal medya fenomeni oldu. Sevimli bebeğin fotoğrafları on binlerce beğeni alıyor.
Her şey küçük kızın, Kardashian kardeşlerin çocuk giyim markası olan 'Kardashian Kids' imzalı beresiyle verdiği pozla başladı.
Kim Kardashian, Egypt'in kendi markasını taşıyan şapkayla olan fotoğrafını beğenip paylaştı ve bu fotoğraf 30 bin 'like' aldı. Fotoğrafın sosyal medyada popüler olmasından sonra esas sürpriz çiftin, Kardashian kardeşlerden el yazısı bir notla birlikte Egypt’a yollanmış hediyeler alması oldu.
Anne Shana, kendisinin yıllarca Kim Kardashian’a benzetilmesinden sonra şimdi esas ilgiyi kızlarının çekiyor olmasına şaşırdıklarını ve ebeveyn olarak gurur duyduklarını söyledi. Egypt’ın takipçileri fotoğraflarını tekrar paylaşarak bebeğe hayranlıklarını ve sevgilerini dile getirmeye devam ediyor.
Küçük kızın şu anda Facebook’ta https://www.facebook.com/littlemissegypt adresindeki sayfasını 100 binden fazla kişi takip ediyor.
Kaynak: Daily Mail
Her şey küçük kızın, Kardashian kardeşlerin çocuk giyim markası olan 'Kardashian Kids' imzalı beresiyle verdiği pozla başladı.
Kim Kardashian, Egypt'in kendi markasını taşıyan şapkayla olan fotoğrafını beğenip paylaştı ve bu fotoğraf 30 bin 'like' aldı. Fotoğrafın sosyal medyada popüler olmasından sonra esas sürpriz çiftin, Kardashian kardeşlerden el yazısı bir notla birlikte Egypt’a yollanmış hediyeler alması oldu.
Anne Shana, kendisinin yıllarca Kim Kardashian’a benzetilmesinden sonra şimdi esas ilgiyi kızlarının çekiyor olmasına şaşırdıklarını ve ebeveyn olarak gurur duyduklarını söyledi. Egypt’ın takipçileri fotoğraflarını tekrar paylaşarak bebeğe hayranlıklarını ve sevgilerini dile getirmeye devam ediyor.
Küçük kızın şu anda Facebook’ta https://www.facebook.com/littlemissegypt adresindeki sayfasını 100 binden fazla kişi takip ediyor.
Kaynak: Daily Mail
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)