BİN KATI AKIM YÜKLENİYORUZ
“Yaşamımızı kuşatan elektronik cihazlar, kablosuz internet, elektrikli ulaşım ağları nedeniyle insanlar Giga Hertz’lere varan oranda elektromanyetik akım yükleniyor” diyen Akkurt, bu akımın insanın kaldırabileceğinden 1000 kat fazlası olduğunu söylüyor. İnsan vücudunun kaldırabildiği fizyolojik frekans aralığı ortalama 10 Hertz. olan beden, fazla yükten hücresel stres yaşıyor. Bu durum, kronik yorgunluktan kansere kadar pek çok hastalığı tetikleyebiliyor.
Televizyon, bilgisayar, cep telefonu, fırın, saç kurutma makinesi, metro hatları ya da kablosuz internet ağlarından kaynaklanan kirlilikten münkün olduğunca uzak durulmasını öneren Akkurt, doğal taşların bir yük getirdiğini belirterek yatak odalarında bulundurulmaması gerektiğinin altını çiziyor.
RADYASYONUN ETKİLERİNİ NASIL AZALTIRIZ?
Her gün bir kase yoğurt yenmesi, kilo başına 40 cc su tüketilmesi, cihazları uyurken kapatmak gibi öneriler sunan Dr. Akkurt’un diğer önerileri şunlar: “Mikrodalga fırın kullanmayın. Bulaşık, çamaşır makinesi gibi aletler çalışırken yakınında bulunmamaya özen gösterin. Yatarken modem başta olmak üzere tüm elektrikli cihazları kapatın. Saç kurutma makinelerini aralıklı olarak kullanın.”
KAKTÜS GERÇEKTEN İŞE YARIYOR MU?
Dr. Akkurt, konu ile ilgili olarak “Özellikle çok büyük kaktüsler radyasyonu alabilir. Kaktüslerin dikenleri havadaki elektriklenmeyi kendisine çeker, dolayısıyla saksısı ne kadar büyükse o kadar çok radyasyon emme kapasitesi vardır. Bunun sebebi bitkinin emdiği radyasyonu topraklamasıdır; zaten bitkinin kendisi de toprak üzerindedir.” dedi.
Kaktüsün dışında beyaz ve pembe kuvars kristali ile radyasyon emme özelliği bulunan telefon kılıflarının kullanımını ve haftada en az bir kere çıplak ayakla toprağa basılmasını önerdi.
Kaktüs, İngiliz sarmaşığı, leylak ve benjaminin ortamı radyasyonun kötü etkilerinden arındıran bitkiler olduğunu belirten Dr. Akkurt, radyasyondan arınmanın en geçerli yolunun biorezonans terapisi olduğunu sözlerine ekledi. Sözcü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder