Ancak bağımsızlık ve millet egemenliği için atılması gereken çok önemli bir adım vardı. Milletin temsilcilerinden oluşan Meclis'in açılması… Ve o Meclis, Ankara'da toplanacaktı. Açılış tarihi ise 23 Nisan 1920 olarak açıklandı.
İLK RESMİ BAYRAM OLDU
O gün geldiğinde Ankara'da büyük bir coşku vardı… Mustafa Kemal ve beraberindeki milletvekilleri, önce Hacı Bayram Camii'nde cuma namazını kıldı. Ardından da dualarla ilk Meclis'in açılışını gerçekleştirdi. Aynı gün, Meclis'in adının, “Türkiye Büyük Millet Meclisi” olmasına karar verildi.
İlk konuşmayı yapan Sinop Milletvekili Eşref Bey, Meclis'in açılışını “Milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum” sözleriyle duyurdu. Bir milletin kaderinin değiştiği 23 Nisan günü, Türkiye'nin ilk resmi bayramı ilan edildi…
ÇOCUKLARI DÜŞÜNDÜ
Bu tarihi gün, 1922'den itibaren Ulusal Egemenlik Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Türkiye'nin ilk milli bayramı olan 23 Nisan, 5 yıl sonra daha anlamlı bir hal aldı.
Ulu Önder Atatürk, 23 Nisan'ı çocuklara armağan etti. İlk Çocuk Bayramı kutlaması da 23 Nisan 1927'de Atatürk'ün himayesinde Ankara'da gerçekleşti. 1981'de kabul edilen 2429 sayılı kanunla bayramın adı “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” oldu.
YASAKLARA RAĞMEN…
Anadolu'nun yokluk içinde olduğu yıllarda kutlanmaya başlandı 23 Nisan… Aradan geçen yıllarda o coşku daha da arttı. Son yıllarda milli bayram kutlamalarına getirilen kısıtlamalar ve yasaklar ise milletin Ata'sına ve bayramlarına bağlılığını güçlendirdi.
ATATÜRK ÖNCÜLÜK ETTİ
İlk 23 Nisan kutlamaları, 1922'de Ankara'da yapıldı. Kutlamalara öğrencilerin katılması bayrama ayrı bir neşe kattı. Atatürk'ün desteğini alan Himaye-i Etfal Cemiyeti, yani Çocuk Esirgeme Kurumu; 23 Nisan 1923'te yetim çocuklara yardım için harekete geçti. Böylece 23 Nisan, çocuklarla özdeşleşti.
23 Nisan tarihi, 1925 yılında “Çocuk Günü”, 1926'da ise “Çocuk Bayramı” olarak kutlandı. İlk kapsamlı “Çocuk Bayramı” kutlamaları Atatürk'ün himayesinde 1927'de yapıldı. Ulu Önder o gün arabasını çocuklara tahsis etti, Cumhurbaşkanlığı Bandosu çocuklar için konser verdi, çocuk balosu düzenlendi… Sonraki yıllarda kutlamalar tüm yurda yayıldı. 1933'te ise Atatürk yeni bir gelenek başlattı. Ulu Önder çocukları makamında ağırladı ve onlarla sohbet etti…
ATATÜRK, 23 NİSAN'I İLK ÖNCE BU ÇOCUĞA ANLATTI
Nuriye İdil, Milli Mücadele'ye katılan ve TBMM'nin 11 kurucu milletvekilinden biri olan Sıtkı Gür'ün kızıydı.
Milli Mücadele ruhu ile büyüdü.
23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi kurulduğunda 10, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildiğinde 13 yaşındaydı.
Türkiye onu, Ulu Önder Atatürk'le fotoğraf çektiren şapkalı kız olarak tanıdı.
‘TİTREME KÜÇÜK KIZ…'
İdil, 2014'te 104 yaşındayken hayatını kaybetti. Ondan geriye o unutulmaz fotoğraf bir de Atatürk'ün Konya ziyareti sırasında yaşadığı anı kaldı. Nuriye İdil, “Çoban Ateşi” adlı belgeselde Atatürk ile karşılaştığı unutulmaz anı şöyle anlatmıştı:
“Fotoğrafın çekildiği gün okuldaydım. İkinci sınıftaydım. Atatürk okulumuza geldi. 1922 senesiydi. Yengem ve dayılarım benim için şapka yaptırmışlardı. Atatürk geldiğinde o şapkayı takmıştım. Öğretmenlerim Atatürk'e götürmem için bir buket çiçek verdi, yanına gittim, korkuyla çiçekleri takdim ettim. Ama nasıl titriyordum… ‘Otur bakayım' dedi. Kucağına aldı. Titriyorum… Hemen titreyen elimi, elinin üstüne koydu. Resimde de görülür. ‘Titreme küçük kız, titreme' dedi.
MÜJDEYİ O GÜN VERDİ
Bana kimin kızı olduğumu sordu. ‘Aferin, ilk şapka giyen sen oldun. Arkadaşlarını, çocukları, okulunu seviyor musun?' diye sordu. ‘Çok seviyorum Paşam' dedim. Atatürk de ‘O halde her sene dünyanın her yerinden çocukları davet edeceğim, onlarla birlikte oynayın, kaynaşın' dedi. 23 Nisan Çocuk Bayramı'nın oluşumunda benim Atatürk ile olan bu diyalogumun da payı olmasının sevinç ve gururunu yaşıyorum.
Atatürk öyle bir adamdı ki gözlerine bakamazdınız. Harika bir adamdı. Dünyaya bir daha gelmez; yazık ki biz kıymetini bilemedik, yazık ki.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder