5 Şubat 2017 Pazar

En tartışmalı tarihi olaylardan biri: Rus uyku deneyi

Gerçek mi yoksa kulaktan kulağa dolaşan bir efsane mi bilinmiyor… Deneyle ilgili Rus hükümetleri tarafından doğrulayıcı ya da yalanlayıcı bir bilgi verilmese de hakkında yapılan bir sinema filmi de var. İşte o hikâye…

Denekler 2. Dünya Savaşı sırasında düşman kabul edilen siyasi mahkumlar arasından seçildi. 30 günlük deneyde hayatta kalabilen mahkum olursa özgürlüğünün geri verileceği söylendi.
Deneyin amacı 30 gün boyunca bir insanın uykusuz kalıp kalamayacağını test etmekti. 5 denek bir odaya kapatıldı. İçeride 30 gün boyunca yetecek miktarda yiyecek, içecek ve kitap vardı. Ayrıca odaya döşenmiş olan mikrofonlarla denekler dinlenecekti. Uykusuz kalmalarını sağlayacak uyarıcı gazın denekleri zehirlememesi için odaya ayrıca oksijen de pompalanıyordu.

İlk günler mahkumlar mikrofonlara konuşup durumlarından şikayet ediyordu. Deneyin durdurulmasını istediler. 9. gün mahkumlardan biri bağırmaya başladı ve saatlerce susmadı. Araştırmacılar deneğin ses tellerinin parçalandığını düşündü. Ardından biri daha bağırmaya başladı. Diğer denekler kitap sayfalarını yırtarak gözlem pencerelerini kapattığında bağırmalar birden kesildi.
12. gün deneklerden ses gelmeyince araştırmacılar öldüklerini düşündü. Mikrofonları kontrol ettiklerinde sorunsuz çalıştığını gördüler. Ayrıca odadaki oksijen seviyesi de 5 deneğe yetecek düzeydeydi.

14. güne kadar bekleyen araştırmacılar odaya seslendi: “Mikrofonları kontrol etmek için içeri giriyoruz. Kapılardan uzak durun ve yere yatın. Aksi halde vurulacaksınız. İtaat edenlerden biri hemen özgür bırakılacak.” İçeriden gelen cevap araştırmacıları çok şaşırttı. “Artık özgür olmak istemiyoruz.”

15. gün odanın kapıları açıldı. İçerisi oksijenle doldu. 5 denekten 4’ü hala yaşıyordu. Ölen deneğin kalçası ve göğsü etle doldurulmuştu. Odadaki tek gider deliğinin üzerinde yatıyordu. Giderden akışı engellediği için odanın tabanı 10 cm kan ile dolmuştu.

Diğer deneklerin sakalları uzamış derileri ise paramparça olmuştu. Yaraları kendi tırnakları ile yapmış, birbirlerine de saldırmışlardı. 4 deneğin de karın bölgesindeki organlar neredeyse yoktu. Kaburgaya bağlı kasların tamamı akciğerlerle birlikte dışarı sarkmış durumdaydı. Kendi organlarını çıkartıp atmışlardı. İlginç bir şekilde hala yaşıyorlardı. Yemeklere ise pek dokulmamıştı.
Bir Rus asker deneklerin saldırısıyla öldü. Diğer bir asker de testislerinin koparılması ve bir denek tarafından bacağının kemirilmesi ile yaralandı. Odadan çıkmamak için askerlere direniyorlardı.
Sağ kalan denekler ameliyata alındı. Bir denek ameliyat sırasında gülümseyerek “Kesmeye devam et” dediğinde yaşanılan vahşetin boyutu daha iyi anlaşılmıştı.

Hayatta kalan 2 deneğin tekrar mühürlenmesini isteyen komutan bir araştırmacı tarafından vuruldu. Sonra sessiz olan deneği vurarak öldürdü. Silahını hayatta kalan son deneğe doğrulttu ve sordu: “Nesin sen? Bilmek zorundayım!” Denek gülümsedi: “Bu kadar kolay mı unuttun? Biz siziz. Biz sizin içinizde yatan deliliğiz, her an serbest olmayı bekleyen çılgın hayvanlarız. Biz yatağınızın altında saklananlarız.” (cnntürk.com.tr)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder