Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının 19 Mayıs 1919’de Samsun’a çıktıktan sonra yolda okudukları “Dağ Başını Duman Almış” marşı, 20 Haziran 1938’de “Gençlik ve Spor Bayramı Marşı” olarak kabul edildi ve Türk gençliği ve sporcusunun marşı oldu.
Falih Rıfkı Atay anlatıyor:
Yıl 1919… Ülke işgal altındaydı!
19 Mayıs’ta Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, İngilizlerin istediği gibi çalışmasına izin vermeyeceklerini gördü… Anadolu içlerine doğru ilerlemeye karar verdi.
İlk durak Havza olacaktı. Yaverinden, hemen bir otomobil bulunmasını istedi.Araştırıldı, soruşturuldu… Sonunda, Benz marka, çok eski bir otomobil bulunabildi.
Mustafa Kemal, ”Tamam” dedi.
Arkadaşları,
“Ama çok eski!” diyerek kuşkularını belirttiler.
Mustafa Kemal,
“Olsun!” dedi.
Arkadaşları,
” Her an arıza çıkarıp bizi yolda bırakabilir!” diye uyarmak istediler.
Bunun üzerine Mustafa Kemal,
“Başka otomobil var mı?” diye sordu.
Arkadaşları,
“Yok!” dediler.
-“Öyleyse bununla yola çıkacağız! ”
Samsun’dan çıkıp Havza’ya doğru gecenin karanlığında yol almaya başladılar…
Korkulan sabaha karşı başlarına geldi: Motor su kaynatmaya başladı… Suyun soğutulması ve değiştirilmesi beklenirken, Mustafa Kemal, otomobilden indi.
Şafak yeni sökmekte… Dağların bulutlara değen tepeleri yeni yeni pembeleşmekteydi.
O anda, Mustafa Kemal, daha önce kimsenin duymadığı bir marşı söylemeye başladı:
Dağ başını duman almış,
Gümüş dere durmaz akar.
Güneş ufuktan şimdi doğar,
Yürüyelim arkadaşlar…
Sesimizi yer, gök, su dinlesin,
Sert adımlarla her yer inlesin!
Bu gök, deniz nerede var?
Nerede bu dağlar taşlar?
Bu ağaçlar, güzel kuşlar,
Yürüyelim arkadaşlar…
Gençlik Marşı ya da bilinen ilk mısrasıyla Dağ başını duman almış, gençliğe atfedilen bir marştır. Müziği aslen Felix Körling’in derlediği ‘Tre trallande jäntor’ adlı İsveç folkloruna ait olan bu şarkının notaları Selim Sırrı Tarcan tarafından getirildi ve Ali Ulvi Elöve tarafından sözleri Türkçeleştirildi..
Müzikten anlayan ve iyi de flüt çalan Selim Sırrı Tarcan, bu şarkıyı bazı ufak değişikliklerle marş haline getirdi. Sonra da görev yaptığı Yüksek Öğretmen Okulu'nun Türkçe öğretmeni bulunan Ali Ulvi Elöve'den bu marş için bir güfte yazmasını rica etti..
O günler, 1.Dünya Savaşı'nın tamamen aleyhimize döndüğü ve tüm Ulusumuzun derin bir üzüntü ve kedere boğulduğu günlerdi. Yüksek Öğretmen Okulu o sıralarda Moda'da faaliyet göstermekteydi.
Ali Ulvi Bey bu
binanın denize bakan bir odasında Selim Sırrı Bey'in istediği güfteyi yazmıştı :
Dağ başını duman almış,
Gümüş dere durmaz akar.
Güneş ufuktan şimdi doğar ,
Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer, gök, su dinlesin,
Sert adımlarla heryer inlesin.
Bu gök, deniz nerede var,
Nerede bu dağlar taşlar?
Bu ağaçlar güzel kuşlar,
Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer gök su dinlesin ;
Sert adımlarla heryer inlesin.
Her geceyi güneş boğar,
Ülkemizin günü doğar.
Yol uzun olsa da ne var,
Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer gök su dinlesin ;
Sert adımlarla heryer inlesin.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün de çok beğendiği bu marş, ilk kez 1916 yılında Yüksek Öğretmenlik Okulu öğrencilerinin İttihatspor sahasında Selim Sırrı Bey nezaretinde yaptıkları Beden Eğitimi gösterileri sırasında söylendi.
20 Mayıs 1938 tarih ve 3466 sayılı kanunla 19 Mayıs 'Gençlik ve Spor Bayramı' olarak milli günlerimizin arasına girerken, bu marş da bu büyük bayramın simgesi olarak Türk gençliği ve sporcusunun marşı oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder