28 Şubat 2015 Cumartesi

Yaşar Kemal'in vasiyeti

Kasım 2014'te Bilgi Üniversitesi'nin kendisine 'fahri doktora' unvanı vermek için düzenlediği törene sağlık sorunları nedeniyle katılmayan Yaşar Kemal'in gönderdiği mesaj, adeta okurlara bırakılmış bir vasiyetti.

Kemal şöyle demişti:

"Bir, benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İki, insanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılayamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. İnsanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin.

"Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki, bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir.

"Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar."

Türkiye büyük ustaya ağlıyor

Türkiye’nin en önemli edebiyatçılarından Yaşar Kemal tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 92 yaşındaki ünlü yazar arkasında bir çok roman ve gazete yazısı bıraktı. Kemal’in vefatının ardından sosyal medyada ünlüsü vatandaşı herkes üzüntüsünü dile getirdi. İşte Yaşar Kemal’in ölümünün ardından sosyal medyada paylaşılan mesajlar:

ekin gücük ?@egucuk
Herkesin kutuphanesinde mutlaka #yasarkemal kitaplari bulunmalidir..    
Basimiz sagolsun.. #YaşarKemal

aydan çelik ?@aydancelik
Kahramanlarımdan biri daha gitti... #yaşarkemal

Hamdi Alkan ?@HamdiAlkan
#YasarKemal i kaybettik.Çok değerli bir usta,bir efsane aramızdan ayrıldı.Mekanı cennet olsun..Romanları ile yüreğimize akmaya devam edecek.

sorel dagistanli ?@soreldagistanli
Yaşar Kemal hayatını kaybetti. Bir çınar devrildi ama gölgesi altındakileri hep koruyacak

ahmet şık ?@sahmetsahmet  Etrafımız Abdi Ağa'lar ile çevriliyken İnce Memed olmaya ve kalmaya devam etmek vasiyet kaldı bize. #YaşarKemal

Sezin Öney ?@SezinOney
Yazarın kalbi, acıları taşımaktan ağırlaşır ağırlaşır ve bir gün duruverir. #YasarKemal Nadir bilge insanlarımızdan biri gidiverdi.

Sabri UGAN ?@sabriugan  "O iyi insanlar o güzel atlara binip gittiler"
#YaşarKemal

Burak Işık ?@theburakisik
Bazı insanlar yaşar, fark yaratır ve iz bırakırlar.

Büyük usta Yaşar Kemal'i kaybettik

Türk edebiyatının efsanevi ismi yazar büyük usta Yaşar Kemal'i kaybettik. 92 yaşındaki Yaşar Kemal, uzun süredir İstanbul Üniversitesi'nde tedavi görüyordu.

Solunum güçlüğü ve kalp ritm bozukluğu sebebiyle 14 Ocak'ta İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan Yaşar Kemal, o tarihten beri bu hastanede tedavi görüyordu. Yaşar Kemal'in doktorları yaptıkları açıklamalarda, akciğer enfeksiyonu ve ritm bozukluğunun yanında çoklu organ yetmezliği yaşadığını söyledi. Kemal, hastaneye yattığı 14 Ocak'tan bugüne kadar 45 gündür kesintisiz olarak yoğun bakımda kaldı.

Yaşar Kemal'in hayatını kaybetmesinin ardından konuşan doktoru, Prof. Dr. Mehmet Akif Karan, "Günlük olarak basınla paylaştığımız bilgiler vardı.  Her gün bilgi veriyorduk. Organ yetmezliği vardı. Üzerine eklenen bozucu faktörlerin etkisiyle kalp, akciğer ve diğer organların etkilenmesiyle ortaya çıkan bir durum. Yapay solunum desteği veriliyordu. Yarım saat önce kendisini kaybettik." şeklinde açıklama yaptı.

Günde 1 saatten fazla müzik dinlemeyin

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) her yıl 1,1 milyar kişinin akıllı telefon, taşınabilir müzik çalarlar gibi cihazların yanlış kullanımı nedeniyle işitme kaybı riskiyle karşı karşıya kaldığı uyarısında bulundu.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), günde bir saatten fazla müzik dinlemenin zararlı olabileceği konusunda uyardı. Dünya Sağlık Örgütü, bir milyarı aşkın gencin uzun sürelerle yüksek sesle müzik dinlediği için işitme kaybına uğrama riski ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Örgütün verilerine göre, yaşları 12-35 arasında değişen 43 milyon kişide işitme kaybı yaşıyor ve işitme kaybından şikayet edenlerin sayısı giderek artıyor.

BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan DSÖ yetkilisi Shelly Chadha, orta ve yüksek gelir sahibi ülkelerde 12-35 yaş arasındaki kişilerin yaklaşık yüzde 50'sinin telefon ve müzik çalar gibi cihazları kullanırken tehlikeli derecede yüksek sese maruz kaldığına dikkati çekti.

Aynı yaş grubuna ait kişilerin yaklaşık yüzde 40'ının ise gürültülü eğlence mekanlarında ve spor etkinliklerinde aşırı derecede yüksek sese maruz kaldığının altını çizen Chadha, sekiz saatten fazla 85 desibel (dB) üzerinde ve 15 dakikadan fazla 100 dB üzerinde sese maruz kalmanın işitme kaybına neden olacağını söyledi.
     
Kulak hücrelerinin sinir hücreleri olduğuna ve bir kulak hücresi öldüğünde bir daha yenilenmeyeceğine dikkati çeken Chadha, kulak hücrelerin yeniden üretilip üretilemeyeceğine ilişkin araştırmalar yapıldığını ancak henüz araştırmaların çok erken bir safhada olduğunu ifade etti.

Chadha, "İşitme kaybı yaşadığınızda, bir daha geri gelmeyecek. Günlük hayatımıza devam ederken, müzik dinlerken sesi tavsiye edilen seviyede tutarak çok uzun süre kulaklık takarak müzik dinlemeyerek, konsere ya da çeşitli spor etkinlikliklerine gittiğinizde kulak tıkacı kullanarak işitme kaybını engelleyebilirsiniz" dedi.

Güney Afrika'ya özgü üflemeli bir çalgı olan ve futbol maçlarında sıklıkla çalınan vuvuzelanın çıkardığı yüksek ses nedeniyle ne kadar zararlı olabileceğine ilişkin bir soru üzerine Chadha, vuvuzelanın çıkardığı sesin 120 dB'den yüksek olduğunu ve bir dakikadan fazla bile maruz kalındığında ciddi sorunlara ve işitme kaybına neden olabileceğini söyledi.

Chadha ayrıca en çok işitme kaybı riskiyle karşı karşıya kalan mesleğin trafik polisliği olduğunu kaydetti.

Bu fotoğraf dünyayı ikiye böldü

Arkadaş arasındaki anlaşmazlık dünyaya yayıldı, sosyal medyada yer yerinden oynadı! Fotoğraftaki elbisenin rengi hiç de gördüğünüz gibi olmayabilir. Bizden size tavsiye bu fotoğrafı bir yakınınızla paylaşın...

Sosyal paylaşım sitesi Twitter'da fotoğraftaki elbisenin rengi üzerine binlerce yorum yapıldı.

Söz konusu görsel, 21 yaşındaki İskoç şarkıcı Caitlin McNeill tarafından Tumblr'da yayınlandı ve sosyal medyada kıyamet koptu.



Bazı kullanıcılar elbiseyi altın sarısı ve beyaz olarak algılarken, bazıları ise mavi ve siyah olarak görüyor.

30 YILDIR ARAŞTIRIYORUM BÖYLESİNİ GÖRMEDİM

Konuyla ilgili Wired’a açıklama yapan Washington Üniversitesi renk araştırmacısı Jay Neitz “30 yıldır insanların renk algılarını araştırıyorum ve bu şimdiye kadar karşı karşıya kaldığım en radikal vaka” dedi.

Neitz yaşanan anlaşmazlığın göz fizyolojisi ile ilgili olabileceğini söyledi. Araştırmacı insan gözünün yıllar boyunca değişim geçirdiğini belirtti ve yaşlanan kişilerin gözlerinin mavi ışığa olan duyarlılığını kaybettiğini belirtti. Bu nedenle yaşı daha ileri olan kişilerin bu elbiseyi beyaz ve altın rengi olarak gördüğünü tahmin ettiğini söyleyen Neitz ancak elinde yeterli veri olmadığı için bu tezi kanıtlayamayacağını belirtti.

PEKİ GERÇEK RENGİ NE
Tartışmalara noktayı koyan ise dünyanın önde gelen yazılım şirketlerinden Adobe oldu. Konuya ilişkin bilgisayar yazılımından faydalanan Adobe uzmanları, elbisenin renginin mavi ve siyah olduğunu açıkladı.


İnternet üzerinden de satılan ve bir manken üzerinde teşhir edilen elbisenin gerçek renginin mavi ve siyah olduğu anlaşıldı.

Elbisenin rengi üzerine Twitter'da dönen tartışmalara ünlü yıldızlar da katıldı. ABD'li reality şov yıldızı Kim Kardashian, elbiseyi altın sarısı ve beyaz; rapçi eşi Kanye West ise siyah ve mavi gördü.Hürriyet

ABD'li ünlü şarkıcı Taylor Swift de "saçma olarak" nitelendirdiği tartışmaya kendini tutamayarak katıldı ve görüşünü "Açık bir şekilde mavi ve siyah" olarak dile getirdi. Kanadalı pop yıldızı Justin Bieber da elbiseyi Swift gibi mavi ve siyah gördü.

Oscarlı oyuncu Julianne Moore ve komedyen Mindy Kaling de elbiseyi beyaz ve altın rengi olarak gördüklerini açıkladı.

Elbisenin fotoğrafını paylaşan McNeill
McNeill dünyayı ikiye bölen tartışmaya neden olan fotoğrafın hikâyesini ise şöyle anlattı:

"İki yakın arkadaşım evlenirken gelinin annesi fotoğrafı çekip kızına gönderdi. Arkadaşım da elbiseyi nişanlısına gösterdi ve rengiyle ilgili anlaşmazlığa düştüler. Bütün arkadaşlarımız da ihtilafa düştü."

Sonra McNeil yetenek avcısı Sarah Weichel'a atfedilen Tumblr sayfasından fotoğrafı paylaşınca da sosyal medya yıkıldı.

24 SAATTE 3.5 MİLYON TWEET

Sosyal medyada son bir ay içinde "dress" (elbise) kelimesi kullanılarak 7 milyon tweet atıldı. Bu tweet'lerin 3.5 milyonunun ise son 24 saatte atılmış olması, söz konusu fotoğrafla ilgili tartışmaların Twitter'daki boyutunu da gözler önüne serdi. (hürriyet.com.tr)

27 Şubat 2015 Cuma

Obezite ameliyatından sonra vücudu bu hale geldi

Melissa Foreman, daha çocukluğunda kilo almaya başlamıştı. Ergenliğinde 'şişman' kategorisine giren genç kadın biraz daha yaşı ilerleyince "obez" oldu.


Melissa Foreman, daha çocukluğunda kilo almaya başlamıştı. Ergenliğinde 'şişman' kategorisine giren genç kadın biraz daha yaşı ilerleyince "obez" oldu.

Ardından da 152 kiloya ulaştı ve morbid obez oldu. Londra'da yaşayan Foreman, 38 yaşında ikizlerini doğurunca kilo vermek için bir şeyler yapması gerektiğine emin oldu. Kilo vermek için bıçak altına yatan genç kadın, 18 ayda 76 kiloya düştü. Ancak kabus onun için bitmemişti. Çünkü verdiği kilolar vücudundaki tüm derinin sarkmasına ve kırışmasına neden oldu.


Kiloluyken günde 5 bin kalori alan, öğlen yemeğinde iki büyük hamburger, patates kızartması ve gazlı içecek tüketen Foreman, akşam yemeğinde de benzer oranda şeyler tükettiğini söylüyor. Sarkan derisi ameliyatla alınan ve toplanan genç kadın, operasyonun ardından yeniden doğmuş gibi hissettiğini söyledi. (hürriyet.com.tr)


Üç erkek birbiriyle evlendi

Tayland'da bir ilk yaşandı. Dünyanın ilk 3 erkekli evliliği gerçekleşti.


Taylandlı Art, Joke ve Bell, dünyanın ilk evli erkek üçlüsü oldu. Sevgililer gününde evlilik töreni düzenleyen üçlünün, dünyanın ilk evli erkek üçlüsü olduğu tahmin ediliyor.

İnternet fenomeni haline gelen 3 erkek, hayatlarının en mutlu günü olarak tasvir ettikleri evlilikte yeminlerini ettiler ve yüzük taktılar.
Eşlerden Bell, "Bazı insanlar bizim kararımıza tepki gösterebilir ancak biz pek çok insanın biri anladığını ve kararımızı kabul ettiklerine inanıyoruz. Ne de olsa, aşk aşktır." dedi.

Eşcinsel evliliklerin kabul edilmediği Tayland yasalarına göre evlenmeye çift, hayatlarını Budist hukukuna göre birleştirdi.


26 yaşındaki Art, 29 yaşındaki Joke ile 2010 yılında işi aracılığıyla tanıştı ve ilişkileri aşka dönüştü. Bugüne kadar mutlu yaşayan çift, 21 yaşındaki Bell ile pek çok partide bir araya geldi. Birbirlerini çekici bulan erkekler, Bell'in doğuştan gelen bir hastalığı sonucu hastaneye kaldırılınca üç erkek birbirinden ayrılamaz oldu. Joke ve Art, Bell'e üçlü evlilik teklifini yaptı.

Joke, üç erkeğin birbirlerini çok sevdiğini ve erkek kardeşler gibi birlikte yaşadıklarını aktardı. Joke, dünyanın kendilerini anlamasını umduğunu belirtti. (medyafaresi.com.)


26 Şubat 2015 Perşembe

Örgü ören kadınları bekleyen tehlike

'Karpal tünel sendromu'nun özellikle inek sağan, örgü işi yapan kadınlarda sıkça görülen bir rahatsızlık olduğu belirtildi.

Medical Park Karadeniz Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Uğur Kıran, karpal tünel sendromu hastalığının Karadeniz’de özellikle inek sağan ve el işi yapan kadınlarda sık görüldüğünü belirterek uyarılarda bulundu.

Şikayetlerin genellikle parmaklarda uyuşma hissiyle başladığına dikkat çeken Kıran, “Karpal tünel sendromu; el bileğinin iç yüzde 1., 2., 3. parmaklara giden median sinire değişik sebeplerle karpal ligamentin kalınlaşması ile bası oluşturur. Hastalar parmaklarda uyuşma, hissizlik, inek sağamama, ince hareketleri yapamama şikayetiyle müracaat eder. Dünya literatüründe 4 kadına 1 erkek, Türkiye'de ortalama 6-8 kadına 1 erkek iken, son 3 yılda yaptığımız operasyonlarda 11 kadına 1 erkek olduğu gözlenmiştir. Hastaların yüzde 63'ü 40 ile 60 yaş aralığındadır. Bölgemizde inek sağan, el işi örgü işi gibi çok sıklıkla aynı hareketleri tekrarlanmasında kadınların çok çalışkan olmasından kaynaklanmaktadır” dedi.

En fazla menisküs kadınlarda görülüyor

Karadeniz Bölgesi'nde yine en sıkla kadınlarda menisküs yırtıklarına rastladıklarını kaydeden Kıran, “Karadeniz Bölgesi'nde menisküs yırtıkları kadınlarda, sporculardan daha fazla olmaktadır. Son bir yıl içerisinde 161 artroskopi hastasının 107'si kadın, 54'ü erkek olup yüzde 65'i 40 ile 60 yaş aralığındadır. Bölgemizde menisküs yırtığı nedenlerini araştırdığımızda büyük oranda eğimli arazide yürümek, yük taşımak ve toplu taşıma araçlarına binerken veya inerken dizin üzerinde vücudun dönmesinden kaynaklanan sonucuna vardık. Bu konuda özellikle kilolu hanımların bu tür yüksek araçlardan inerken ya da binerken dikkatli olması gerekir” ifadelerini kullandı.

Denizin kıymetini bilelim

Bölgede denizin olmasının birçok hastalığın tedavisinde önemli rol oynadığını ifade eden Kıran, “Bölgemizde denizin olması birçok hastalıkların tedavisinde büyük bir nimettir. Özellikle bel,sırt, boyun fıtıklarında, vücuttaki bütün eklem kireçlenmelerinde ve kas kuvvetlendirilmelerinde çok önemlidir. Vücuda yük bindirmeden yüzme sporu ile bu kuvvetlendirmelerin hepsi yapılabilir. Ortopedi ve travmatoloji rehabilitasyon yöntemlerinde en önemlisi yüzme sporudur. Ancak yöre halkımızın büyük bir bölümü denizden yeterince yararlanamamaktadır. Belki de kıyısı denize olan en az denizi kullanan bölgeyiz. Her bakımdan yararlı olan denizimizi yöre halkımıza daha çok kullanması için uyarılarda bulunmak görevimizdir” diye konuştu.

Kamburluğun nedeni daha çok genetik

Kamburluğun en belirgin nedenlerinin genetik olduğunu söyleyen Kıran, “Kamburluk, sırt ve bel eğrilikleri büyük oranda genetik olup sonradan kazanılmış bel ve sırt eğrilikleri de bel ve sırtın kötü kullanılması ile ilişkilidir. Örneğin uzun süre öne eğilerek çalışan kişilerde duruş bozukluğuna bağlı eğrilikler oluşabilir. Bu hafif derecede olup yüzme sporu, sırt, boyun egzersizleri yapılmalıdır. Örneğin; masalarda dik oturulmalıdır veya masalar biraz yüksek olmalıdır” ifadelerini kullandı. Milliyet

Bu numaradan gelen aramayı açan yandı!

Dolandırıcıların hedefinde bu sefer, gelen aramayı cevaplayan tüketiciler var. 0888222200* numaralı telefondan gelen aramayı yalnızca yanıtlamanız bile faturanıza 20 lirayla 40 lira aralığında ücret eklenmesine neden oluyor.

Şikayetvar’ın haberine göre, dolandırıcıların çeşitli oyunlarına bir yenisi daha eklendi. 0888222200* numaralı bir telefondan aranıyorsunuz. Kim olduğunu bilmeden gelen aramayı açtığınız anda telesekreterin “Kaydınız alınmıştır” bildirimini duyuyorsunuz ve arama sonlanıyor. Ardından kontör ya da fatura bilgilerini kontrol ettiğinizde 20 lira ile 40 lira arasında ücret yansıtılarak, üyelik işleminiz başlatıldığını öğreniyorsunuz. Kısaca, çağrıyı yanıtladığınız an para ödüyorsunuz.

BU PARALAR NEREYE GİDİYOR?

GSM operatörlerinin düzenlediği kampanyalarla araba çekilişine katılım hakkı sunan şirketler, tüketicinin bilgisi ve onayı olmadan cevaplanan arama başına ücret alıyor. Karşılığında da çekilişe hak kazandığını iddia ediyor. Yaptığımız araştırmalar sonucu ise sözde çekilişin eski tarihlerde yapıldığını fakat aramaların hala devam ettiğini öğreniyoruz. Her gün birçok kullanıcı bilmeden açtığı aramaya para ödemek zorunda kalıyor.

“Aranan kişiye ücret yansıtılamaz”

Tüketici Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu ise yaşananların haksız kazanç olduğunu belirtirken “Telefonuna gelen çağrıyı cevaplayan bir tüketicinin, ücret ödemesi dünyanın hiçbir yerinde normal karşılanabilecek bir durum değildir. Çekiliş hakkı ya da hediye, taraflara sorulmadan, onayları alınmadan asla üyelik başlatılamaz ve ücret alınamaz. Abonelerden alınan ücretlerin geri ödenmesi şarttır. Yaşanan mağduriyete ortam sağlayan GSM operatörleri, konudan sorumludur. Vatandaşlarımız haklarını arasınlar. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na da durumu ilettik, gerekli araştırmalar yapılıyor.” açıklamasında bulundu.

Onlarca tüketicinin şikayetlerinden bazıları şöyle:

“GELEN ARAMAYA ALO DEMENİN BEDELİ 40 LİRA”

“0888222200* numaralı aramayı açtığımda ‘Kaydınız alınmıştır’ diyerek telefonu yüzüme kapattılar. 2 saat sonrada telefon ücretim bilgim dışında arttı. Şikayetimi firma ve GSM operatörüne ilettiğim halde henüz bir cevap alamadım. Hattıma bilgim dışında haksız ücretlendirme yapılıyor. Onay vermediğim kampanya için ücret alınıyor. Haksız yere 40 lira ödemiş oldum. Onaylamadığım halde benden kesilen ücretlerin iade edilmesini istiyorum.”

“GELEN ARAMAYI CEVAPLADIM 20 LİRA ÜCRET ALDILAR”

“27.11.2014 tarihinde cep telefonuma 0888222200* numaradan arama geldi bende cevapladım. Baktım bant kaydı hemen kapattım. Toplam 4 saniye açık kalmış arama. Sonrasında telefonuma SMS geldi iki tane aran konuş kazan yazıyor. SMS bir baktım araba çekilişine katmışlar beni. 20 çekiliş hakkı kazanmışım. Akşam netten hesabımı kontrol ettiğimde 20 TL ücret yansıtıldığını gördüm. Müşteri temsilcisini aradım benim hattımdan herhangi onayın verilmediğini temsilci doğrulamasına rağmen gelen aramayı açtığım için yansıtılmış. Hala o ücret hattımda gözüküyor. Temsilci iptal işlemi başlattığı halde hala bir gelişme yok. Faturamın gelmesini bekliyorum.”

“BU NUMARA HAKKINDA NEDEN İŞLEM YAPILMIYOR”

“Daha önce de benzer şikayetlerin bu sitede yayınlandığı gördüm. 0888222202* numarasını telefonumda engellememe rağmen aramalar geliyor. Operatörümün araba için çekiliş hakkı verdiğini belirten bir konuşmadan sonra ‘Şu tuşa basın, bu şekilde yanıtlayın’ diye arama sona eriyor. Müşteri hizmetleri ile konuştuğumuzda 'Bu tip aramalara itibar etmeyin' gibi tavsiyelerle geçiştiriyor. Bunca şikayete rağmen aynı numara hala insanları arıyor. Bu numara hakkında neden bir işlem yapılmıyor? Neden müşterilere yapılan bu durum engellenemiyor?”

“ONAY VERMEMEME RAĞMEN HATTIMDAN ÜCRET ALINDI”

“Araba çekilişi adı altında 0888222200* numaradan gelen sürekli aramalar neticesinde faturama 8 Lira ‘İletişim Ücretleri’ adı altında tutar yansıtılmıştır. Müşteri hizmetlerini aradım, aldığım cevap tam bir komedi. 2002 numaralı mesaja 4 sefer cevap verdiğimi ve bu sözde adı kampanya olan çekilişe katıldığımı ve bunun iptalinin söz konusu olmayacağı belirtildi ( Not: 2002'den gelen hiçbir mesaja kesinlikle cevap vermedim) bu konuda mağduriyetimi belirmek istedim. Bu sorunumun çözülmemesi durumunda üzerime kayıtlı 3 adet hattı başka operatöre taşıyacağım.”

“GSM OPERATÖRLERİ ENGEL OLMUYOR”

“0888222200* numarasından neredeyse her gün aranıyorum. Çekilişe katılma hakkı vereceklerini belirten bir telesekreter konuşup duruyor. GSM operatörlerine yakışmıyor bunlar.”

“ONAY VERMEDİM AMA İNANMIYORLAR”

“0888222200* Numaralı telefondan arandım. Aramayı yanıtladığım an ‘Bir sesli mesaj kaydınız alınmıştır’ diyerek kapattılar. Müşteri temsilcisini aradım, bu numaranın yurt dışı kaynaklı bir numara olduğunu ve faturama yansıyan güncel bilgi bulunmadığı için 24 saat içinde tekrar ararsam iptal işlemini yapacağını söyledi.

Tekrar aradığımda müşteri temsilcisine konuyu defalarca anlatmama rağmen aboneliği başlattığını söyledi, bunun benim iradem dışında yukarıda anlattığım şekilde gerçekleştiğini söylesem de ısrarla benim yaptığımı ve 20 TL tek sefere mahsus ödeme yansıtıldığını iptal edemeyeceğini söyledi.”

“İZNİM OLMADAN NASIL YAPILIYOR BU İŞLEM”

“30/01/14 tarihinde hattım 0888222200* numaralı telefondan arandı ve aramayı cevapladığım anda ‘Talebiniz alınmıştır’ mesajını duydum ve hat kapandı. Sonra 20 liralık yükleme yapılmıştır gibi bir bilgi verildi. Benim iznim olmadan nasıl yapılıyor bu işlem?”

2015 astrolojisine göre diyete başlayın!

Astrolojiyi kullanarak diyet yaptığınızda, diyetinizde alacağınız sonuçların çok daha etkili ve kalıcı olacağını biliyor muydunuz? Zayıflamak ve diyete başlamak için Ay ve ayın evrelerini takip etmek gerekiyor. “Diyete ne zaman başlamalıyım?” diye düşünüyorsanız okumaya devam edin…

Aslında günlük bir çok işi Ay ve Ay’ın fazlarına göre organize etmek hayatımızı kolaylaştırır. Astrolojide Ay, büyüme ve gelişmeyi etkilediği için diyete başlama zamanlarını Ay’ın hareketlerine göre ayarlayabilirsiniz. Diyete başlamaktan kaçınmanız gereken zaman dilimleri ise Ay’ın boşlukta olduğu günlerdir.

YENİ AY
Yeni Ay zamanları diyete başlamaktan ziyade size zarar veren alışkanlıklarınızdan kurtulmanız için ideal zamanlardır. Örneğin abur cubur yemeyi bırakmak ya da alkolden uzak durmak için en iyi günler yeni ay zamanlarıdır. Bedenimiz en zayıf durumda olduğundan güç egzersizlerden uzak durmamızda fayda var.

BÜYÜYEN AY FAZI 
Bu dönemde Ay büyümeye başlar.  Bedenimizin  zayıf olduğu bu günlerde duygusal olarak da güçsüz hissedebiliriz.  Ay’ın bu evresinde vücudumuzu güçlendirici besinler tüketmeliyiz.

DOLUNAY
Dolunay zamanı yemek konusunda aşırıya kaçabiliriz. Bugünlerde negatif enerjiler baskındır. Moralimizi yükseltmek için yüksek kalorili besinlere yönelebiliriz.  Bu evrede vücut yağlanmaya müsait olduğundan, dolunay zamanları beslenmeye ekstra dikkat etmek gerekebilir.

KÜÇÜLEN AY FAZI 
Dolunay sonrasında küçülmeye başlayan Ay, yavaş yavaş ışığını kaybetmeye başlar. 14 gün sürecek bu dönem, diyete başlamak için harika bir zamandır! Bu evrede bedenimiz her zamankinden çok daha güçlüdür.  Zorlanmadan spor yapabilir ve toksinlerden kurtulabiliriz.

2015 yılına göre aşağıda verdiğimiz tarihler, diyete başlamak için en ideal zamanlardır.  Bugünler Ay’ın küçülmeye başladığı zamanlar olduğu için hem spora hem de diyete aynı anda başlayabilirsiniz.

6- 12 Mart – Başak Dolunay
5 – 12 Nisan Terazi Dolunay Ay Tutulması
5 – 10 Mayıs Akrep Dolunay
3 – 8 Haziran Yay Dolunay
3 – 8 Temmuz Oğlak Dolunay
1 – 6 Ağustos Kova Dolunay
30 Ağustos – 4 Eylül Balık Dolunay
29 Eylül – 5 Ekim Koç Dolunay Ay Tutulması
28 Ekim – 3 Kasım Boğa Dolunay
27 Kasım – 2 Aralık İkizler Dolunay
26 Aralık – 31 Aralık Yengeç Dolunay

Eğer diyet yapmak için bu tarihleri beklemek istemiyorsanız, Dolunay'ın ardından gelen günleri diyete başlamak için tercih edebilirsiniz. Yeni ayda ve sonrasındaki günlerde diyete başlamak iyi bir fikir değildir. Merkür retrosu döneminde diyet yapmak isterseniz, geçmişte denediğiniz ama başarılı olamadığınız diyet programlarını uygulayabilirsiniz.

Estetiğin nelere kadir olduğunu kanıtlayan Koreli kadın

Kore, Japonya ve Çin gibi Uzakdoğu ülkelerinde estetik ameliyat sıradan bir olay haline gelmiş durumda. Moon Sun Young adındaki genç kadının da estetik ameliyata yönelmesindeki en büyük neden büyük ve yuvarlak gözün daha güzel olduğuna inanması olmuş. İşte Koreli kadının inanılmaz değişimi...


1.Moon Sun Young, görünüşünden memnun olmadığı için bıçak altına yatmaya karar verdi.



2.İşte 29 Yaşındaki Koreli kadının ameliyattan sonraki hali...



3.Sanki, Moon gitmiş ve yerine bambaşka bir kadın gelmiş gibi.



4.Genç kadın geçirdiği bu değişimle Kore'de ünlü oldu ve TV programlarına katıldı.



5. Moon Sun Young, yeni görünüşünden oldukça memnun.

'Dinlendirici gözlük diye bir tür yok'

Isparta Devlet Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Özgür Uzun, halk arasında ’dinlendirici’ olarak adlandırılan gözlük türüyle ilgili, "Öyle bir gözlük türü yok. Olsaydı önce kendime yazardım" dedi.

Gözün hafife alınmayacak kadar önemli olduğunu söyleyen Op. Dr. Özgür Uzun, halk arasında ’dinlendirici gözlük’ diye tabir edilen düşük dereceli gözlüklerin kullanımlarının sakıncalı olduğunu vurguladı. Dinlendirici gözlük diye bir türün olmadığına dikkati çeken Op. Dr. Uzun, "Keşke olsa da biz de kullansak. 0.25 ve 0.50 gibi düşük gözlük derecesine sahip olan kişiler gözlük kullanmasa da olur. Muayene sonucunda gözlük kullanması için bir sebebi olmayan, gözlük kullanması gerekmeyen hastaların bu tür gözlükleri takmaları aksine gözü daha fazla yorar. O yüzden muayenede eğer gözlük ihtiyacı varsa gözlük yazılır zaten. Ancak ihtiyaç yoksa kullanılmaması göz için daha faydalıdır. Bu tür gözlüklere halk arasında ’dinlendirici’ deniyor. Ama bu gözlükler aslına bakarsanız dinlendirmiyor" dedi.

’GÖZLÜK DEĞİL TEDAVİ’

Göze yorgunluk hissi veren esas hastalıkların alerji ve kirpik diplerindeki iltihaplanma veya göz kuruluğu olduğuna işaret eden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Özgür Uzun, bu hastalıkların tedavi edilerek geçeceğini kaydetti. Gözlük kullanmanın bu tedaviler arasında olmadığını aktaran Op. Dr. Özgür Uzun, şöyle dedi:

"Aslında bunları tedavi etmek gerekir. Gözlüğün bunlara bir faydası yoktur. Gözlük sadece miyop, astigmat, hipermetrop gibi hastalıklar için kullanılması gereken bir araçtır. Bu sorunları olan hastalarda bulanık görmeyi düzeltir. Ancak diğer hastalar için gözde yorucu etkiler bırakabilir. Esas olan bizim için muayenedir. Muayene sonucunda eğer gözlük ihtiyacı yoksa hastanın gözlük kullanmasına gerek yoktur."

15 yaşında milyonerlik yolunda!

ABD'li lise öğrencisi Noa Mintz henüz 15 yaşında ama kendi şirketini kurdu, çalışanları oldu ve şimdi yıllık kazancı 500 bin dolar civarında...

Lise öğrencisi Mintz, 2012’de kendine ait bir bebek bakıcılığı web sitesi kurdu.  Adını da ‘Nannies by Noa’ (Noa’nın dadıları) koydu. Başladığında 50 müşterisi olan Mintz’in şimdi 200’e yakın müşterisi var.
Mintz, dadılarına ortalama olarak saatine 5 dolar veriyor, başarılı olan dadıların ise ilk maaşlarını %15 primle veriyor.

İŞE AYIRACAK VAKTİ YOK



Yaklaşık Haftada ortalama 40 saat çalışan 25 tam zamanlı dadı ve 50 de bebek bakıcısını çalıştıran küçük kız, işe ilk giriştiğinde ortalama 100 dolar kazanıyordu. Bugün ise kazandığı para yılda 500 bin dolara çıktı. Yeterince para kazandığında ise şirketini yönetmesi için bir CEO’yu işe aldı ve Manhattan’da bir ofis tuttu çünkü onun okula gitmesi gerekiyordu.

'TİCARİ ZEKA BAŞKA BİR ŞEY'


Noa Minitz (sağda), dadılarından Allison Johnson ile.

Mintz, CNN’e verdiği röportajında okulda başarılı bir öğrenci olmadığını söylüyor: ‘Okulla başım dertte, zorlanıyorum. Ama sanırım derslerde başarılı olmakla girişimci olarak başarılı olmak farklı şeyler’ diyor. Gelecek planları içinde de şunlar var: ‘Önce liseyi bitireceğim. Sonra da belki bir şirket daha kurarım.’

‘Afgan kızı’nın son hali

1985'te fotoğrafçı Steve McCurry tarafından çekilen ve aynı yıl National Geographic’in Haziran sayısına kapak olan ‘Afgan kızı’ Şarbat Gula’nın en son çekilen fotoğrafı yayınlandı.



Şarbat Gula’nın üçüncü fotoğrafı Pakistan yetkilileri tarafından kimlik için çekildi.


Şarbat Gula National Geographic’e kapak olan fotoğrafında, keskin bakışları ve yeşil gözleriyle, seksenli yıllardaki Afgan savaşının ve mültecilerin tüm dünyaya yayılan simgesi olmuştu. Meşhur fotoğraf çekildiğinde 13 yaşında olan Gula’nın hikayesi ise böyle: Şarbat Gula, Sovyetler Birliği ve Afganistan arasındaki savaş sırasında öksüz kaldı. 1985'te tüm dünyaca tanınan fotoğrafı çekildikten sonra on beş yıldan uzun bir süre Gula'nın kimliğine erişilemedi. Taliban rejiminin 2001'de yıkılmasına kadar süreç devam etti.

2002 yılının Ocak ayında, bir National Geographic ekibi Gula'ya ulaşabilmek için Afganistan'a gitti. Steve McCurry,  Gula'nın geçmişte kaldığı mülteci kampını ziyaretinde, Gula'nın erkek kardeşini tanıyan birine rastladı. Böylece ekip, 1992'de mülteci kampından ayrılıp ülkesine dönen Gula'ya, Afganistan'ın ücra bir bölgesinde ulaşmayı başardı. Fotoğrafın göz irisinin biyometri teknolojisi ile incelenmesi sonucu Şarbat Gula'nın bulunan kişi olduğu kesinleşti.

Şarbat Gula'nın 2002 yılında çekilen 2. fotoğrafı


Hangi burçlar nelerden korkar?

Astroloji , burçların iyi yönlerini anlatıp duruyor. Fakat her zaman burçları övecek halimiz yok! Her insanın korktuğu, amiyane tabirle ‘tırstığı’ bir nokta elbette var.


Hangi burç ne gibi durumlarda ‘imdat’ çığlığı atıyor, işin mizahi yönüyle işte burçların 'tırsma' sebepleri…

KOÇ BURCU (21 MART - 19 NİSAN)
Koç burcu engel olamadığı, önüne geçemediği durumlardan korkar. Aslında “korkmaktan korkar”. Yaşlanmaktan, âşık olmaktan ve hastalanmaktan çok korkabilir.  Bu durum onun özgürlüğünü kısıtlayacağı ve bağımlılık yaratacağı için mutsuz olur.

BOĞA BURCU (20 NİSAN - 20 MAYIS)
Boğa burcu aceleye gelemez. O yüzden hızlı  olan şeyler onu ürkütür. O her şeyi aheste bir şekilde yapma taraftarıdır. Boğalar aynı zamanda biriyle rekabet etmekten de korkarlar. Ona meydan okunması , boğa burcu insanını delirtebilir.

İKİZLER BURCU (21 MAYIS - 21 HAZİRAN)
İkizler burcu da özgürlüğüne düşkün olduğundan sınırlandırılmaktan çok korkar. Ona neyi nasıl yapması gerektiğinin söylenmesi tüylerini diken diken edebilir. Bir çok ikizler konuşma yetisini ve ellerini kaybetmekten çok korkar.

YENGEÇ BURCU (22 HAZİRAN - 22 TEMMUZ)
Bir yengeç her şeyden korkabilir.  Başına sürekli kötü şeyler gelme ihtimalini kafasına takar. Aslına bakılırsa, yengeçler evlenmekten, evde kalmaktan, çocuk sahibi olmaktan, aç kalmaktan, hasta olmaktan kısacası her şeyden korkar.


ASLAN BURCU (23 TEMMUZ - 22 AĞUSTOS)
Aslan burcu, kendisini alkışlayacak birini bulamamaktan acayip korkar!  Zira, Aslan burcunun olayı şovdur. Cazibesini kaybetmekten, yaşlanmaktan,  göz önüne çıkamamaktan,  şovunu devam ettirememekten ölesiye tırsar.

BAŞAK BURCU (23 AĞUSTOS - 22 EYLÜL)
Başak burcu insanı mikroplardan, virüslerden, kendisine hastalık geçirebilecek herkesten tırsar.  Kontrolsüz gelişen olaylar, daha doğrusu kendi tahmininden farklı gelişen durumlar onları tedirgin eder.

TERAZİ BURCU (23 EYLÜL - 22 EKİM)
Teraziler ortamın elektriklenmesinden daha doğrusu kavga çıkmasından çok korkarlar. Birileriyle tartışma amaçlı yüz yüze gelmek onlara kâbus gibi gelebilir. İnsanların gergin olduğu ortamlardan ışık hızıyla sıvıştıkları görülür.

AKREP BURCU (23 EKİM - 21 KASIM)
Akrep burcu korku konusunda tam bir ikilemdedir. Çoğu akrep, korktuğu şeyi delice isteyebilir. Evliyken aşık olmaktan korkar ama aşık olur. Birini kaybetmekten korkar, ama onu kaybetmek için elinden geleni yapar.


YAY BURCU (22 KASIM - 21 ARALIK)
Yay burcu Zodyak’ın en cesuru olarak geçinse de aslında büyük korkulara sahiptir. Yaptığı planların hayata geçirilmemesi ve hayatın buz gibi soğuk gerçekleri ile yüzleşmek onu çok korkutur.

OĞLAK BURCU (22 ARALIK - 19 OCAK)
Bir oğlak, genellikle “Onlar ne der”, “Benim hakkımda ne düşünürler” gibi korkulara sahiptir. Parasız kalmak da tırstığı durumlara en önemli örnektir. Çaresizlik ise hayatta en korktuğu şeydir.

KOVA BURCU (20 OCAK - 18 ŞUBAT)
Kova burcu rutinleşmekten acayip korkar.  Özellikle hareketlerinin gözlem altında tutulmasından , başlarıyla istemediği şeyleri yapmaktan, değiştiremeyeceği durumlardan tırsar. Bunların dışında yalnız kalmakta en büyük korkuları arasındadır.

BALIK BURCU (19 ŞUBAT - 20 MART)
Balık burcu kendini akışa bırakmayı sever. Bu yüzden belli sürelerde yapılacak işleri yapmak, sürekli rapor vermek gibi durumlarla yüzleşmek korkar. Zamanla yarışmak onların en büyük korkularındandır.

Bu vahşeti nasıl yaptınız! Köpek katliamı..

Bursa’nın Yenişehir ilçesinde, kırsal arazide yüze yakın sahipsiz köpeğin itlaf edilmesinin yankıları sürüyor.

Edinilen bilgiye göre, Çamönü köyünün bir kilometre dışında çok sayıda köpek zehirlenerek itlaf edilmiş olarak bulundu. 84 köpek ölmüş, 12 köpek ise can çekişirken bulundu.

Çamönü Köyü Muhtarı İbrahim Tuna, “Sabah köyün bir kilometre dışında ölü köpekler bulunduğu ihbarı aldık. Hemen bölgeye gittik. 84 köpeğin ölü, 12 köpeğin ise baygın olduğunu gördük. Vahşeti görür görmez hemen belediye ve jandarmaya haber verdik. Belediye ve jandarma yetkilileri olay yerine gelip zabıt tuttu. Köpekleri zehirleyenleri kimse görmemiş, ama zehirlenen köpeklerin yanlarında şırıngalar bulduk” şeklinde konuştu.

Zehirli iğneyle itlaf edilen 84 köpek Yenişehir Belediyesi tarafından ilçe çöplüğünü gömülürken, can çekişirken bulunan 12 köpek ise, veterinerlerin ilk müdahalesinin ardından Bursa Büyükşehir Belediyesi barınağına teslim edildi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Mustafa Tekin Ateş, 84 köpeğin ölü olarak bırakıldığı Yenişehir’e bağlı Camönü köyü girişinde incelemelerde bulundu. Ateş, "Bu insanlık dışı olayın failleri bulunacaktır. Bunu yapanı kınamak yetmez, bu yapılanlar ne dine, ne insanlığına nede kişiliğe hiçbir şeye sığmaz. Bunları yapanlara yazıklar olsun" dedi.

25 Şubat 2015 Çarşamba

Son 6 yılın en kötü Oscar'ı

Nielsen'in araştırmasına göre, pazar gecesi 200 ülkede canlı yayınlanan Oscar Ödül Töreni, son 6 yılın en az izlenen Oscar'ı oldu. Neil Patrick Harris'in sunuculuğunda gerçekleştirilen organizasyon, geçen yıla oranla yüzde 16 daha az izlendi.

Neil Patrick Harris ev sahipliğinde gerçekleştirilen Oscar Ödül Töreni Gecesi, bu yıl beklenen reytingi vermedi. Araştırma şirketi Nielsen'ın raporlarına göre, töreni 36 buçuk milyon kişi izledi. Geçtiğimiz yıl Ellen DeGeneres'in sunduğu tören 42.7 milyon kişi tarafından izlenerek, 'son 10 yılın en başarılı reyting getiren Oscar töreni' olmuştu.


Ellen DeGeneres

Esprileri beğenilmeyen Neil Patrick Harris'in Oscar sunuculuğu eleştirmenler tarafından 'sönük' olarak nitelendirildi.

Bu yılki tören sosyal medyada da beklenen heyecanı yaratmadı. Geçen yıl Oscar ile ilgili 11.2 milyon tweet atılmıştı. Rakamın bu kadar yüksek olmasına ise Ellen DeGeneres'in çektiği meşhur selfie fotoğrafı sebep olmuştu. Bu yılki tweet rakamı ise 5.9 milyonda kaldı.

Billy Crystal

Oscar izlenme rekoru, 57.3 milyon seyirciyle 1998 yılına ait. Titanic filminin 11 ödül aldığı gecenin sunuculuğunu komedyen Billy Crystal üstlenmişti. 'En az izlenen' tören ise 2008 yılında 32 milyon kişiyle Jon Stewart'ın sunduğu geceye ait.

24 Şubat 2015 Salı

110 cm'lik annenin 46 cm'lik çocuğu oldu

Denizli Devlet Hastanesi Kadın Doğum Servisi’ne başvuran 110 santimetre boyundaki kadın, boyu 46 santimetre kilosu ise 2 kilo 600 gram olan beşinci çocuğunu dünyaya getirdi.


Denizli'de 35 haftalık gebe olan 30 yaşındaki Eda G. sancıları nedeniyle Muğla’nın Fethiye ilçesindeki bir hastaneye başvurdu. Erken doğum riski olan hasta Muğla’da yapılan tetkiklerinin ardından Denizli Devlet Hastanesi Kadın Doğum Servisi’ne sevk edildi. 110 santimetre boyunda olan ve beşinci çocuğuna gebe Eda G, erken doğum riski şüphesiyle hemen yatışı yapıldı. Doğum sancıları durdurulamayan hasta hemen ameliyata alınarak sezaryenle bebeği alındı. Zor bir ameliyat geçiren hastanın 46 santimetre boyunda 2 kilo 600 gram ağırlığında sağlıklı bir kız bebeği dünyaya geldi.

Hastanın doğumunu gerçekleştiren Denizli Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzman Dr. Murat Gökhan Kinaş, cüceliğin 148 santimetre boya ulaşılamama durumu olarak tanımlanabileceğini ve 100’den fazla çeşidi olduğunu belirterek, “Cücelik genellikle metabolik ve hormonal hastalıklar sonucu oluşur. Bu kişilerin mental ve cinsellik gelişimleri normaldir. Bu kişilerde oluşabilecek sorunlar nedeni ile gebe kalmaları önerilmez. Çünkü gebelik süresince annede solunum problemleri, bebeğin prematüre oluşması gibi ciddi sorunlar görülebilir. Ayrıca bu gebelerde normal doğum, doğum kanalı problemleri nedeniyle tercih edilmez. Çünkü bebeğin başı genellikle normal fakat annenin doğum kanalı dardır. Bu yüzden cüce gebelerde genellikle sezaryen yapılır ve sezaryen sırasında omurga bozukluğu nedeniyle anestezi uygulamasında sorun yaşanabilir" diye konuştu.

110 santimetre boyundaki Eda G.’de de aynı risk faktörlerinin olduğunu belirten Dr. Kinaş, "Fakat yaptığımız başarılı operasyonla 2 bin 600 gram ağırlığında 46 santimetre boyunda Müge isimli bir kız çocuğu dünyaya geldi. Şu an annenin de bebeğin de durumu gayet iyi" dedi.

Anne sütü için naneden uzak durun!

Geçtiğimiz aylarda 'Beden aklıyla zayıfla' adlı kitabını çıkararak adından sıkça söz ettiren Obezite Doktoru Dr.Fevzi Özgönül, “Doğum gerçekleştikten sonra bir annenin bebeği için en önemli görevi, onun dış dünyada güçlü ve sağlıklı olabilmesi için gerekli olan besini, yani anne sütünü üreterek ona vermektir.” dedi.

Emziren bir anne nasıl beslenmelidir ?

Sabah Kahvaltı: Bir anne mutlaka kahvaltı yapmalıdır. Toplumda şekerli içecek ve yiyeceklerin anne sütünü arttırdığına dair çok yanlış bir inanış vardır. Şekerli içecekler ve tatlılar, sağlıklı gıdaların emilimini engellediği için, tam tersi süt üretiminde aksamalara yol açar.

Kahvaltıda

1 tane kuru incir veya 1 tatlı kaşığı pekmez demir deposu olduğu için iyidir. 1 su bardağı da taze sıkılmış meyve suyu içilebilir. Bunlar dışında iştah ve istek olduğu ölçüde peynir, yumurta, zeytin, yeşillik ve diğer kahvaltılık ürünlerden yenilmelidir. Mısır gevreği ve çok fazla unlu yiyeceklerden ve maydanoz, naneden kaçınmak gerekir. Aralarda çok fazla çay ve kahve içmek de süt üretimini olumsuz etkiler, onun yerine doğadaki diğer doğum yapmış canlılar gibi su tüketimini arttırmak çok sağlıklıdır.

Öğle Yemeği:

Hazmı kolay ve besleyici değeri yüksek olan tencere yemeklerini, etli sebze yemeklerini, zeytinyağlıları tercih edelim. Su oranı yüksek olan ıspanak, pazı, karalahana, yeşil fasulye gibi sebze yemeklerini özellikle tercih edelim, ayrıca her yemekle birlikte bol miktarda marul salatası çok iyi gelecektir. Sadece bazen süt üretimini azalttığı söylenen maydanoz ve naneden ayrıca kızartma ve çok yağlı, unlu ve şekerli yiyeceklerden uzak duralım.

Akşam Yemeği:

Özellikle hazmı zor olan ve uyku düzenimizi bozabilecek ve gaz oluşturacak baklagillerden, meyve ve salata gibi çiğ sebzelerden uzak durmanızı öneririm. Akşam ideali çorba ile başlayıp, sonra açlığımız azalıncaya kadar pişmiş hafif bir sebze yemeği ile günü kapamaktır.

Dr. Fevzi Özgönül son olarak, “Bedenin en rahat ettiği durum, ihtiyacı olan tüm besinlerin ritmik şekilde bedene alındığı durumdur. Bebek beslenmesinde öğün atlamak, uzun açlık dönemleri, sindiremeden yeni gıdanın verilmesi, besleyici değeri düşük gıdaların verilmesi nasıl uygun değilse, aynı şekilde annenin beslenmesinde de bu kurallar geçerlidir.” dedi. (PambeNar)

Oscar partisinde çekilmiş fotoğraflar












Erkekler daha çok selfie çekiyor

HTC’nin Somera ile işbirliği yaparak gerçekleştirdiği “Türkiye’de Selfie Araştırması”nın sonuçları açıklandı. HTC Türkiye Ülke Müdürü Canan Taşar, Serdar Kuzuloğlu ve ‘ilk selfie stilisti’ olarak tanımlanan Alexis Knox’un katılımıyla yapılan toplantıda ilginç veriler ortaya kondu.

Türkiye’de Selfie Araştırması’nda son üç ayda sosyal medyada paylaşılan 70 bin selfie etiketli paylaşım tarandı.


SEVGİLİ SELFIE'SİNDE MARMARA ÖNDE

* Selfie’lerin yüzde 49’unu erkekler, yüzde 38’ini kadınlar, yüzde 13’ünü ise hem kadın hem de erkeklerin ortak olduğu kareler oluşturdu. Erkekler son üç ayda kadınlara göre yüzde 11 daha çok selfie çekti.

* Selfie’lerin ağırlıklı olarak iç mekânlarda çekildiği, çekenlerin de güler yüzlü ve özenli olduğu görüldü.


* Birlikte çekilen selfie’ler içinde en çok arkadaşlarla birlikte olanların paylaşıldığı ortaya çıktı.

* Birlikte olan selfie’lerin yüzde 48’i arkadaşlarla çekilirken, yüzde 26’sı sevgiliyle, yüzde 23’ü ise aileyle çekildi.,

* Toplam selfie’ler içinde sevgiliyle çekilen selfie’lerin oranı yüzde 3’te kalırken, sevgiliyle en çok selfie paylaşılan bölge yüzde 5 ile Marmara Bölgesi, sevgiliyle en az selfie paylaşılan bölge ise yüzde 1 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu.

KADINLAR DAHA ÇOK GÜLÜMSÜYOR


* Selfie’lerin yüzde 96’sının manzarasız, ancak yüzde 4’ünün bir manzaranın önünde olduğu görüldü. En çok manzaralı selfie paylaşılan bölge Karadeniz oldu.

* Erkeklerin yüzde 8’i manzaralı selfie çekerken, bu oran kadınlarda yüzde 3’te kaldı.

* Gülümseyen selfie’lerde ise kadınlar erkekleri geride bıraktı. Kadınların yüzde 56’sı selfie’lerde gülümserken, bu oran erkeklerde yüzde 47’de kaldı. Grup halindeki selfie’lerde ise insanların tek selfie’lere oranla daha çok gülümsediği görüldü.

* Tekli selfie’lerin birden fazla kişinin bulunduğu selfie’lere oranla daha çok olduğu (yüzde 59) görüldü.

* En güler yüzlü selfie’ler Güneydoğu ve Ege bölgesinden, en doğallar ise Doğu Anadolu’dan çıktı. En somurtkan selfie’ler ise İç Anadolu, Marmara ve Akdeniz’den çıktı.