Günlük yaşantımızı olumlu ve olumsuz yönde etkileyebilen koku duyusu, 24 saat boyunca çalışıyor ve hiçbir zaman kapanmıyor. Vücudun ilk ve en tanımlayıcı deneme mekanizması olan bu duyu bir ortamın iyi ya da kötü olmadığını anında değerlendiriyor.
Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Mehmet Yavuz kokuların duygular üzerinde etkisi hakkında bilgi verdi.
Koku ruhsal durum, hafıza, duygular, eş seçimi, bağışıklık sistemi ve hormonları etkiliyor. İnsan burnu yaklaşık olarak 13 bin koku molekülünü birbirinden ayırt edebilir, 3-8 bin arasındaki molekülün ise tam bir keskinlikle ve etkin olarak hissedebildiği düşünülmekte. Burunda bin civarında değişik koku reseptörü var. Ayrıca beş milyon kadar nöronun koku duyusunu algılamak ve ilgili merkezlere iletmekle görevli olduğu sanılıyor. Kokuyu ileten sinirler, organizmadaki en yavaş ve en ince sinirler.
BİBERİYE HAFIZAYI GÜÇLENDİRİYOR
'Biberiye bitkisi' öğrenme ve algılama kapasitesini yükselten ve hafıza yeteneğini ciddi düzeyde arttırır. Biberiye özü yağı, hem kısa süreli hem de uzun süreli hafızayı güçlendirir. Newcastle'daki Northumbria Üniversitesinde yapılan araştırmada, hafıza özellikleri test edilen kişiler iki ayrı odaya kondu. Bir odaya biberiye özü yağı, diğer odaya ise normal parfümler sıkıldı. Yapılan değerlendirme sonucu biberiye esansının öğrenme kapasitesini arttırdığı ve hafızayı %60-70 oranında yükselttiği belirlendi. Dolayısıyla gerek, gül kokusunun gerekse biberiye esansının öğrenme ve hafıza melekeleri üzerinde çok ciddi olumlu etkileri var.
KOKU BASİTTE OLSA BEYİN AKTİVASYON GÖTERİR
Beynin sağ tarafındaki talamusun orta kısmı ve beynin sağ taraftaki frontal lobun alt kısmı daha yoğun kokularda parfüm gibi daha fazla aktive olur. Sol beyin yarı küresi ise daha basit kokularda aktive olur. Ancak bu beynin bir kısmının daha fazla çalıştığı anlamına gelmez. Yoğunluğu fazla olan kokuyu aldığımız zaman sağ beyin yarı küresindeki talamusun orta kısmı ve frontal lobun alt kısmının daha fazla aktive olduğu araştırmalarda belirlendi. Ancak koku yoğun da olsa basit de olsa beynin aynı bölgeleri az veya çok aktivasyon gösterir.
SÖZ GİDER, KOKU KALIR
Hafıza söz konusu olduğunda hep görsel ve işitsel uyaranlar üzerinde durulmuş koku duyusu ihmal edilir. Halbuki koku duyusu, bilginin bellekte yer etmesi açısından çok önemli bir etken. Diğer tüm duyular önce talamus filtresinden geçtikten sonra limbik sisteme ulaşırken, koku duyusu talamusa uğramadan direk limbik sisteme ulaşarak anında davranışlarımızı etkiler.
GÜNLÜK YAŞANTIMIZI DA ETKİLİYOR
Diğer duyulara oranla daha geç beyne intikal ederler ama hafıza da çok daha fazla yer eder. Koku algısı, beyindeki koku merkezine ulaştığında, beyin daha önceki deneyimlerle belirlenmiş şifreleri çözerek, kokunun tanınmasını sağlar. Kokunun davranış ve duygular üzerindeki etkileri bu bağlantılarla açıklanabilir. Kokular, kendileriyle bağlantılı olarak geçmişte yaşanan bazı olayları da aklımıza getirirler. Yolda yürürken rastladığımız tanıdık bir parfüm kokusu, bize o parfümü kullanan arkadaşımızı hatırlatır. Ayrıca her insanın aynı parmak izleri gibi kendine özgü bir ten kokusu var. Sıcaklık, koku gibi aynı fiziksel koşullarda, belli uyaranların varlığıyla beraber öğrendiğimiz şeyleri, aynı koşullar tekrar yaratılıp aynı uyaranlar bize tekrar verildiğinde, mükemmel olarak hatırlayabiliyoruz. Eğer yabancı dilde bir kelime grubunu, mesela yasemin kokan bir ortamda ezberlenirse, bu kelimeleri gene yasemin kokan bir ortamda çok daha iyi hatırlanabilir. Çünkü koku, bu kelimelere ilişkin semantik hafızanızın harekete geçmesine yardımcı olur.
KOKU ALMA SİSTEMİ DEĞİŞİME UĞRAR
İnsanın koku alma sistemi zaman içerisinde değişir ve hem kötü hem iyi kokuları, çok güçlü olmadıkları durumlarda, belirlemekte zorlanır. Buna kokusal adaptasyon adı verilir ve bir kokuya ya da esansa adapte olmak için genellikle bir saat gibi bir süre yeterli olur. Esanslandırılmış bir ortamda çalışan insanlar genellikle bu esansa adapte olur ve kokusunu ayırt edemezken dışarıdan bu ortama girenler kokuyu derhal ayırt edebilir. Ancak kokuya adapte olan kişi bir süre ortamdan uzaklaşıp tekrar döndüğünde aynı kokuyu tekrar duyumsamaya başlar.
HOŞ KOKULAR ÜRETKENLİĞİ ARTTIRIYOR
Bilimsel çalışmalar, fark edilebilir bir seviyede yayılmış hoş kokuların tüketici isteklerini doğruladığını, işyeri üretkenliğini artırdığını, ayrıca da sağlık ve tıbbi durumlara yardımcı olduğunu gösterir. ABD'de bir kumarhanede gerçekleştirilen bir denemede, test alanına hoş bir koku verildikten sonra kumar gelirlerinde %48'lik bir artış sağlandığı görülür. Deneme sonucunda, havadaki fark edilir kokunun müşterinin kendini daha iyi hissetmesine ve kumar oynama arzusunun artmasına neden olduğu anlaşılır.
RUH HALİMİZİ ETKİLiYOR
Ruh hali koku ve renkler ile tasvir edilebilir. Gül, karanfil kokusu, kırmızıyı anımsatır. Kırmızı renk tutku, kendine güven, enerji ve hafıza ile ilişkili. Mandalina, greyfurt kokusu turuncuyu çağrıştırır. Değişim, yaşama enerjisi, sosyallik anlamına gelir. Limon, ananas, muz kokusu sarıyı çağrıştırır. Mutluluk, arkadaşlık, pozitif enerji, ilham kaynağı anlamına gelir. Dolayısıyla çeşitli kokular kullanarak kişilik yapısını ve psikolojisini etkilemek mümkün.
BİR TEDAVİ ARACI
Aromatik bitkilerden elde edilen esans yağlarının, koku yolları üzerinden organizmayı etkilemesi üzerine kurulan tedavi şekline aromaterapi denilir. Esans yağlarının kullanımı, kozmetik sanayiinden, medikal uygulamalara kadar geniş bir alanı içermekte. Esanslı yağların tıp ve sağlıkla ilgili konularda fayda sağladıkları genel olarak kabul görür. Saf esanslı yağlar bitkilere ait sağlık ve arındırıcı özellikleri taşırlar. Buharlaşan esans yağları solunum yolu ile vücuda alınır. Yağları, bazı yoğun bakım ünitelerinde havadaki bakteri ve mantarlara karşı kullanılıyor. Esanslı yağlar kötü kokuları önlerler. Havada çözülmüş mikro buğu olarak teneffüs edildiklerinde, vücudun bağışıklık sistemini kuvvetlendirirler. Dolayısıyla saf esans yağlarının canlı organizmalar üzerinde çeşitli faydalı etkileri bulunmakta.
KOKU DUYUSUNU KAYBETMEK UNUTKANLIĞA NEDEN OLUYOR
Koku duyusunun kaybına anosmi, azalmasına hiposmi, kötü koku algılamaya kakosmi denir. Beyin tümörü gibi çeşitli organik hastalıklarda ve kimsayal maddelere maruz kalma durumlarında, kokain gibi bazı uyuşturucu kullanımlarında anosmi ortaya çıkabilir. Anosmi hafızayı direk etkiler, ayrıca dikkat dağınıklığı oluşturabilir. HattaAlzheimer gibi ciddi unutkanlık hastalıklarının ilk belirtileri arasında ortaya çıkabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder