16 Ekim 2014 Perşembe

“Cem Garipoğlu’na haksızlık ettik"

Taraf Gazetesi'nin kadın yazarı Perihan Mağden'den akıl almaz ifadeler: Cem Garipoğlu'na haksızlık etmişiz, eğri oturup doğru konuşalım.

Taraf Gazetesi Yazarı Perihan Mağden, geçtiğimiz hafta intihar eden, Münevver Karabulut’un katili, Cem Garipoğlu ile ilgili skandal bir yazıya imza attı.

“Cem Garipoğlu’nun Türklük Halleri ve akıl sağlığıyla bu dünyaya yerleşememe sınavı” başlıklı köşe yazısında Mağden, “Cem Garipoğlu’na haksızlık ettik, eğri oturalım doğru konuşalım” dedi. Yazı sosyal medyanın da gündemine otururken, büyük tepki topladı.

Mağden’in yazısı şöyle:

Biz Cem’e haksızlık yapmışız! Avukatının başından beri dediği gibi, ruh sağlığının yerinde olup olmamasını kat’i surette kâle almamışız, demek ki. 17 yaşında bir oğlanın (tamam gencecik, güzelim bir kızı öldürdü) yanında yer almamız gerektiği kadar yer almamışız. İki kurbanın olduğu bir hadiseyle karşı karşıya olduğumuzun–


Eğri oturup doğru konuşalım: Bu cinayet ABD’de işlenseydi, Cem (en fazla) beş yıl üç ay falan akıl hastanesinde yatıp, “tedavisi tamamlandı” kararıyla, şartlı olarak tahliye edilirdi. Çok küçüktü âşık olduğu kızı öldürdüğünde. Ve Münevver’in anneliğinden, kendini öldürmüş Cem’in anneliğine evrilirken söyleyeceğim bir çift söz daha var: Cem Türkiye’ye, Türk İlişkileri’ne, bu cangıldaki oyunlara hazır değildi.

Hazırlıksız yakalandığı bir oyunda/ hayatta, hem Münevver’i, hem kendini yok etti. Cem’in babası, TMSF mallarına el koyup da kendini hapiste bulunca , “Oğlum yurt dışında dil öğrensin, burada okumak yerine”, diye ilginç bir karara varıyor. Yolluyorlar Cem’i. Böylece Rusya’da Rusça, İspanya’da İspanyolca, Çin’de Çince filan öğrenerek 12 yaşından 17 yaşına kadar yurt dışında dolaşan/ yaşayan Cem, döndüğünde bu acayip Türkiye’ye, Türk Tipi İlişkiler’e hazır mıdır sizce?

Yoksa alt üst mü olmuştur? Ne buralıdır, ne buradan değil. Ne anlıyordur, ne de anlamadığının dahi ayırdına varabiliyordur.


Ben, yarım yüzyıldır buradayım; her gün tökezliyorum, her gün cinai hislere kapılıyorum, her gün bu denli çok yalan söyleyen ve tüm bu yalanları zevk alarak, iştahla, neşe içinde söyleyen insanlara karşı kendimi çaresiz ve kuşatılmış hissediyorum.

İntihardan sonra, Münevver Karabulut’un ailesi Cem’in kendini öldürdüğüne inanmıyor, “Parası var, başkasının cesedini gömmüşlerdir onun yerine” şüphesiyle avukatlarını yolluyor. Soruşturma, kanıt talep ediyor. Hakikat şu ki; Münevver’in ailesi intikama doymuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder