25 Ekim 2014 Cumartesi

Patronların sevmeyeceği 7 motivasyon taktiği

Müjdeler olsun; kedi fotoğraflarına bakmak motivasyonu artırıyormuş!



Toplumbilimcilerin yaptığı araştırmalara göre, çalışmaya ara verip kahve molasına inmek ya da internetteki komik kedi fotoğraflarına bakmak, çalışanlar için oldukça yararlı aktiviteler. Tabii patronunuzun bu fikri benimsemesi biraz zor olabilir…

Ofis çalışanlarına öğlen yemeğinden döndükten sonra kaçınılmaz olarak rehavet çöküyor. Kimse iş yapmak istemiyor ama, masaya kıvrılıp uyumak mümkün olmadığından bu sefer kahveye dadanılıyor. Bunu da kısa süre sonra “hadi kahveye inelim” cümlesi takip ediyor ve ekipçe uzun bir kahve molası veriliyor. Ama yapılan araştırmalara göre bu kahve molaları, kısıtlı bir sürede yapıldığında, oldukça yararlı.

İşte motivasyonu artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmış, ama patronların ne kadar yararlı olduğunu kabul edemediği 7 taktik… - (Radikal)

1. İşyerinde komik kedi fotoğraflarına bakmak

Hiroshima Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, küçük tatlı kedi yavrularının fotoğraflarına bakmanın verimi artırdığını ortaya koyan bir çalışma yaptı. 2012’de yapılan çalışmaya göre, kedi fotoğraflarına ve videolarına bakmak konsantrasyonu artırıyor. Aynı zamanda “şeker şeylere bakmanın verdiği sevecen duygular” sayesinde kendimizi iyi hissediyoruz.

2. Uzun tatillere çıkmak

Herkes çalışırken siz tatile gittiğinizde, ister istemez kendinizi kötü hissedersiniz. Tatile çıkmadan önce baş etmeye çalıştığınız problemleri, siz yokken yapılan toplantıları ve alınan kararları düşündükçe, tatiliniz zehir olur. Halbuki 1999’da yapılan bir araştırmaya göre, ofisten uzun süre uzaklaşmak, büyük problemleri çözmek konusunda daha fazla enerjiniz olmasını sağlıyor. Aynı zamanda uzun bir tatil yaparak zihninizi dinlendirmiş oluyorsunuz. Böylece büyük problemlerin aslında küçük ve basit çözümleri olduğunu fark etmeniz kolaylaşıyor.

3. Evden çalışmak

“Patron çok yorgunum, çok hastayım, hiç keyfim yok. Bugün evden çalışsam olmaz mı?” diyebilmek büyük nimet. Oysa her çalışanın arada sırada “işe pijamalarıyla gelmesine” olanak tanımak gerekiyor. 2013’te Çin’deki bir çağrı merkezinin çalışanlarıyla yapılan bir araştırmaya göre, evden çalışanlar yüzde 13 daha verimli çalışıyor. Araştırmaya katılan çalışanların 9 ay boyunca evden çalışması istendi. Sonuç olarak çalışanların daha az ara verme ihtiyacı hissettiği, daha az hastalık izni aldığı ve daha sessiz bir ortamda çalıştıkları için, daha fazla iş yapabildikleri fark edildi. İşverenler ise yapılan işlerin daha özenli olduğunu ve evden çalışan kişilerin yaptıkları işlerde daha az hata bulunduğunu bildirdi.

4. E-postalarınızı düzenlemek

Gün içinde yapılan yazışmaların hepsini takip etmek ve cevaplandırmak mümkün olamıyor. Çalışanlar bu yüzden öncelik verilmesi gereken işleri gözden kaçırabiliyor. Hatta gereksiz epostalar yüzünden posta kutusunun dolması sonucunda, çok önemli epostalar geri dönebiliyor. Bu yüzden her gün birkaç dakikanızı epostalarınızı dosyalamaya, silmeye ve cevaplandırmaya ayırmanız yararlı olabilir. Forbes dergisine bir makale yazan Amit Chowdhry, size bu konuda örnek olabilir. Chowdhry makalesinde, her sabah birkaç dakikasını, günün sonunda ise işten çıkmadan önceki 15 dakikasını epostalarını cevaplandırmak için ayırdığını yazıyor. Böylece posta kutusuna gelen her iletiyi, 24 saat içinde yanıtladığını ve geriye iş bırakmadığını belirtiyor.

5. Meditasyon yapmak

Meditasyon yapma fikri biraz fazla alternatif gelebilir. Çünkü meditasyon denilince akla, yerde bağdaş kurup “ommm” sesleri çıkaran, garip kılıklı insanlar geliyor. Halbuki burada kastedilen şey bu tip bir meditasyon değil. US News’da yayınlanan bir habere göre, her gün 5 ila 10 dakika süren meditasyonlar yapmak stresinizi azaltıyor ve zihninizin berraklaşmasını sağlıyor. İşlerin üstünüze çok yığıldığını hissettiğinizde aralar verin, gözlerinizi kapatıp sizi rahatlatan şeyler düşünün. Bu esnada derin nefesler almayı unutmayın.

6. 52 dakikada bir ara vermek

DeskTime adlı iPhone uygulaması, kullanıcılarının çalışma biçimlerini derlediğinde şu sonuca karşılaştı: En verimli çalışan kişiler, 52 dakika boyunca durmaksızın çalışıyor, sonra da tam 17 dakika ara veriyordu. Bilgisayardan uzakta geçirilen bu 17 dakika sırasında yürüyüşe çıkıyor, ufak egzersizler yapıyor ya da iş arkadaşlarıyla kahve içmeye gidiyorlardı. Tabii burada asıl yapılması zor olan şey, işinizi bırakıp bilgisayarın başından kalkabilmek. Bu yüzden alarmınızı 17 dakikaya kurmaktan ziyade, bilgisayarın başında saatler boyunca oturmama fikrini uygulamaya çalışmalısınız.

7. “Güç şekerlemesi” yapmak

İngilizcede “Power nap” denilen güç şekerlemeleri, günü bölerek yaşamanızı ve böylece daha üretken olmanızı sağlar. Öğleden sonra kısa bir uykuya yattığınızda daha canlı, üretken ve motive bir şekilde çalıştığınızı fark edeceksiniz. Ancak 15 ila 20 dakikayı çok geçirmemeye çalışın, yoksa patronunuzla papaz olabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder