15 Ocak 2016 Cuma

“Mavi Gözlü Dev” 114 yaşında

Türk edebiyatının usta şairi Nazım Hikmet 114. doğum yılında anılıyor.


Türk edebiyatının en önemli isimlerinden Nazım Hikmet ,61 yıllık yaşam serüveninden geriye sayısız şiir ve eser bırakarak topluma şekil vermiş, insanlığın önünde aydınlatıcı bir rol üstlenmişti…

Doğumunun 114. yıl dönümünde anılan usta şair Nazım Hikmet, siyasi düşünceleri yüzünden defalarca tutuklanmış ve yetişkin yaşamının büyük bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirmiştir. Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye’de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerinden olan Nazım Hikmet, uluslararası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmektedir.

BU MEMLEKET BİZİM

Dört nala gelip uzak Asyadan
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim

Bilekler kan içinde
Dişler kenetli
Ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim

Kapansın el kapıları
Bir daha açılmasın
Yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim

Yaşamak bir agaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardescesine
Bu hasret bizim

NAZIM HİKMET MEMLEKET, MEMLEKET NAZIM HİKMET

İlk şiiri Feryad-ı Vatanı 3 Temmuz 1913′te yazdı. Aynı yıl Mekteb-i Sultani’nde ortaokula başladı. Bir aile toplantısında denizciler için yazdığı bir kahramanlık şiirini Bahriye Nazırı Cemal Paşa’ya okuyunca çocuğun Bahriye Mektebine gitmesine karar verildi. 25 Eylül 1915′te Heybeliada Bahriye Mektebi’ne girdi, 1918′de 26 kişi içinden 8. olarak mezun oldu. Karne değerlendirmelerinde zeki, orta derecede çalışkan, elbisesine özen göstermeyen, sinirli ve ahlakî tavırları iyi bir öğrenci görülmektedir. Mezun olduğunda dönemin okul gemisi Hamidiye gemisine güverte stajyer subayı olarak atandı. 17 Mayıs 1921′de aşırıya kaçan halleri bulunduğundan ordu ile ilişiği kesildi.

Nazım Hikmet, 1920′de arkadaşı Vâlâ Nureddin ile Milli Mücadele’ye katılmak üzere ailesinden habersiz Anadolu’ya geçti, Bolu’da öğretmenlik yaptı. Daha sonra Batum üzerinden Moskova’ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde siyasal bilimler ve iktisat okudu. 1921′de gittiği Moskova’da devrimin ilk yıllarına tanık oldu ve komünizm ile tanıştı. 1924′te Moskova’da yayınlanan ilk şiir kitabı 28 Kanunisani sahnelendi. O yıl Türkiye’ye dönerek Aydınlık Dergisinde çalışmaya başladı, ancak dergide yayınlanan şiir ve yazılarından dolayı on beş yıl hapsi istenince tekrar Sovyetler Birliği’ne gitti. 1928’de Af Kanunundan yararlandı ve Türkiye’ye döndü. Bu defa Resimli Ay dergisinde çalışmaya başladı. 1938′de yirmi sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı. 12 sene süren tutukluluktan sonra askere alınacağı ve öldürüleceği endişesiyle 1950 yılında Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği’ne giden Nazım, 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulunca Türk vatandaşlığından çıkarılmasının ardından, büyük dedesi Mustafa Celaleddin Paşa (Konstantin Borzecki)’nın memleketi olan Polonya’nın vatandaşlığına geçerek Borzecki soyadını aldı. 3 Haziran 1963 tarihinde ise, Nâzım Hikmet geçirdiği bir kalp krizi neticesinde 61 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder